Basın, Yayın ve İletişimciler Derneği'nin çıkardığı Akademi İletişim dergisi, 'sektörden haberler' bölümüne, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu' (RTÜK) Başkanı Zahid Akman'ın Ankara Ticaret Odası'nda yaptığı konuşma da alınmış.
Ne demişti Akman? Özetle: " Bundan sonra bütün radyo ve TV kuruluşlarında iletişim mezunları çalışacak."
Akman'ın şubat sonunda söylediği bu sözler iletişim fakültelerinde okuyan 20 bin civarındaki öğrenciyi sevindirmiştir.
Ancak iki temel engel var önlerinde:
* İlki ' niceliksel' engel: Medya sektöründe (reklamı ve halklar ilişkileri de katarak söylüyorum) bu kadar açık pozisyon bulunmuyor.
* İkincisi ve bence daha önemlisi, ' niteliksel' engel. Hadi onu ne olduğunu ben değil, dergiye ' Yeni Bir Gazetecilik Eğitimine Doğru' başlıklı makalesiyle katkıda bulunan Ankara Üniversitesi'nden Prof. Ahmet Tolungüç söylesin.
Prof. Tolungüç, iletişim fakültelerinden; iktisat, siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji gibi alanlardan ' az buçuk haberdar' olan öğrencilerin yetiştiğini... Ancak öğrenci, özel bir çaba sarf ederek kendini yetiştirmezse... Örneğin ekonomik konuları kavrayabilmesinin mümkün olmadığını belirtiyor. Ardından da lafını şöyle bağlıyor: "Doğrudan bu alanlarda eğitim görmüş, örneğin iktisat bölümünü bitirmiş, uluslararası ilişkiler eğitimi almış ya da sosyoloji mezunu olanların istihdam edilmesi... Bu insanların da iletişim alanında yüksek lisans ya da doktora yapmaları, medyada istihdam için daha geçerli bir yol olmaya başlamıştır. Dünyada süreç böyle gelişiyor." Yani bizzat işin hocası iletişimci yetiştirme sistemimizin yanlış olduğunu söylüyor.
***
Ben eskiden beri medyada çalışanların eğitim açısından ' çeşitli' olması gerektiğini savunurum: Aramızda sanat tarihi mezunları da olmalı, ilahiyat mezunları da; İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca bilenler de, Arapça, Rusça, Çince bilenler de... Şahin gözlü, atlet bacaklı fotoğrafçılara da ihtiyacımız var; kör ve topal çalışanlara da... Mini etekli de gerek, türbanlı da... Medya değişen toplumu ancak bu şekilde kavrayabilir ve yansıtabilir.
Özetle: RTÜK Başkanı Zahid Akman ' hoş' söylüyor ama ' boş' söylüyor.