Yarın okuyacağınız 'Ateş Hattı' için bir araya geldik. Takımın bu haftaki konuğu Nazlı Ilıcak'tı. Sohbet başlamadan önce Ilıcak yakındı: "Ben en çok 'de'leri, 'ki'leri ayırmasını (ya da bitiştirmesini) bilmeyenlere kızıyorum. "Ardından da çevresindeki genç çalışanlara Türkçe'nin bu konudaki kurallarını öğretmek için nasıl çabaladığını anlattı.
Ilıcak'ı dinlerken iki kat teessür duydum: Ben de, yöneticilik yaptığım dönemde bu ilkeleri öğretmek için çok çaba harcadım. Bazen tatlı tatlı anlattım... Bazen 'ya sabır' diyerek tekrarladım. Bazen sinirlenerek bağırdım... Bazen sınava çektim... Bazen hatalarını teker teker düzelttim... Ama olmadı. Olmadı. Olmadı. Asla öğrenmediler; asla!
Sonunda şu karara vardım: Bu tip kurallar ilkokulda öğreniliyor. O dönemde 'de'leri, 'ki'leri, nerede, nasıl kullanacağını belleyemeyen bir kişiye, mesela 20 yaşından sonra bunu öğretemiyorsunuz.