Son yıllarda İstanbul'un 5 ya da 4 yıldızlı otellerinde kalmadım. Fırsat olmadı. Çünkü gerekmedi. Bu yüzden, örneğin sabahleyin oteli terk edip gezmeye çıkan ve akşama dönen bir müşterinin odasını nasıl bulduğunu bilmiyorum. Ama güneydeki tatil köylerinde ya da butik otellerde neler yapıldığını az çok biliyorum. Odanıza döndüğünüzde ortalığın toplandığını, tuvalet kağıtlarının yenilendiğini, çöpün atıldığını filan görüyorsunuz. Buraya kadarı; bildiğimiz, tanıdığımız, tahmin ettiğimiz bir uygulama...
***
Ancak son yıllarda oteller ve tatil köyleri şık, şirin bir uygulamaya başladı. Odayı toplamakla yetinmiyorlar. Yatağın üstünü bahçeden topladıkları, çoğu güzel kokulu; kırmızılı, mavili, sarılı, yeşilli çiçeklerle beziyorlar. Gerçekten hoş bir görüntü oluyor. Beyaz çarşafın ve yastıkların üzerinde bu çiçekler 'romantik' bir etki yaratıyor. Küba'da ise değişik bir uygulamayla karşılaştık. Kaldığımız iki otelde de aynı şey oldu. Akşam odaya döndük ki... O da ne? Yatağın üstünde iki beyaz kuğu durmakta! Hele bunlardan birinde iki kuğu kalp oluşturacak biçimde şekil almıştı ki... Fotoğrafta gördüğünüz gibi 14 Şubatlara özgü o 'kitsch' sanata örnek teşkil edebilirdi! Bu kuğular, beyaz havluların belli bir biçimde kıvrılmasıyla oluşturuluyordu. Otelde tekstilosanat! Havluyla origami! Ve işin şaşırtıcı tarafı... Küba fotoğraflarımızdan net, tipik ve ilginç olanlarını kolaylık olsun diye bir albümde topladık. Sonuç: Her bakan bu kuğulara geldiğinde çığlık attı. Bayıldılar! Bu tepkiye önce şaşırdık. Ama sonra hatırladık: Kitle kültürünün medya ve turizmle hızla yayıldığı şu çağda, beğeniler de küreselleşiyor. (Origami: Japon kağıt katlama sanatı.)