Ve Fenerbahçe artık yarı finalde. Yine seyircisiz bir maç ama bu sefer Fenerbahçe lehine oynandı. Çünkü yüksek skora ihtiyacı olan, tempo yapması gereken, coşkulu oynaması gereken Lazio'ydu. Fenerbahçe, tam da tahmin edilen oyun anlayışıyla başladı maça. Savunmayı ikinci bölgede kurmak istiyor, orta sahada pas yaparak topa sahip olarak rakibe hücum şansı vermek istemiyordu. Yani yapmak istediği derin bir savunma değil, topa sahip olarak rakibe pozisyon vermemekti. Ama bu plan ilk yarının son 15 dakikası ve devam eden ikinci yarıda oyun 1-0'a gelene kadar istedikleri gibi tutmadı. Orta sahada doğru pozisyon alamamaktan kaynaklanan öne doğru oynayamama ve Fenerbahçe defansının iyice geriye yaslanması sarılacivertlilerin tercihi değil rakibin baskısıyla oluştu.
HERKESİN 'EYVAH' DEDİĞİ AN
Ardından skor 1-0'a geldi. Ve herkesin "Eyvah" dediği andı 1-0. Ama Fenerbahçe'nin doğru oyunu tam da bu dakikadan sonra başladı. Golden sonra ilk defa doğru pozisyon alıyor, topa sahip oluyor ve öne doğru oynuyorlardı. Belki de ilk atağında buldu Fenerbahçe golü. Kenardan gördüğüm kadarıyla Aykut Kocaman oyuna Salih'i alırken çok düşündü, sarı kartlı Caner'i mi yoksa Cristian'ı mı çıkarayım diye. Kararı Cristian oldu, golü atan da Caner.
HEDEFLER KAZANDIKÇA BÜYÜR
Salih'in en önemli katkısı Fenerbahçe'nin oyunu ileri doğru taşırken pozisyon alışı. Bireysel anlamda baktığımızda Sow'un olmadığı oyunda Webo'nun yalnız kalmasına rağmen çok iyi niyetli oyunu, Gökhan Gönül'ün her zamanki dinamizmi, Meireles'in deneyimini hissettirdiği bölümler vardı maçta.
Ve artık Fenerbahçe yarı finalde. Bu dakikadan sonra artık kurada kimin çıkacağı önemli. İşte futbolda böyledir, hedefler kazandıkça daha da büyür. Herhalde artık hayal yarı final değil final olmuştur.