Beşiktaş, Türkiye Kupası'nda Buca karşısında ruhsuz ve berbat, ligde Sivas önünde umutsuz ve hoyrat... Birilerinin gel-gitler yaşayan ve hangi formayı giydiklerini unuttukları izlenimini veren futbolculara şampiyonluk ve Avrupa vizesinin bu maçları kazanmaktan geçtiğini hatırlatması gerek!
12. adamın kendisinin olmadığını ve bunun bir takım için bir handikap olduğunu biliyoruz. Ancak son dönemler gösterdi ki Beşiktaş seyircisinin takım üzerinde HATIRI da yok! İlk 15 dakikada 3-0 öne geçme fırsatını bulmuşken bu fırsatı değerlendiremeyen ve 1-0'ın üzerine galibiyet hayal eden bir takıma aslında söyleyecek bir şey yok. Almeida'nın düşürülmesinde Kamil Abitoğlu penaltı verebilirdi, vermeliydi. Kolayı seçti diyenlere tek söyleyeceğim şudur, bu takım beraberliği garip futboluyla kendisi seçti.
İkinci yarı Sivas gümbür gümbür gelmedi ancak bir gol atıp maçı beraberliğe getireceğinin hissini tribüne öyle bir verdi ki uzun bir aradan sonra siyahbeyazlı futbolculara protokolden öfke sesleri yükselmeye başladı. Beşiktaş'ın algısının değiştiği ve eleştirilerin her yeri sarmaya başladığının altını çizelim.

FERNANDES DURUNCA
Beşiktaş'ın dün en önemli açmazı şuydu. Takım durunca Fernandes durdu ya da Fernandes durunca takım durdu. Buna Olcay'ı da ekleyebiliriz. Stoperlerin sakat ve cezalı olduğu bir ortamda mecburiyetten üzerine de kalsa Necip'ten kesinlikle bir stoper olmayacağını gördük. 85'te engellediği gol dışında o pozisyonun gömleği üzerine oturmadı.
Holosko ve Mustafa ritmini kaybetmiş! Nerede geçen seneki boğa gibi tek başına takımı ardından sürükleyen Holosko.. Beşiktaş'ın maç kazanması tüm oyuncularının 90 dakika koşan Atiba ve Serdar'ın ritminde olması gerek. Bir de Almeida'nın ilk 30'daki futbolunu 90 dakikaya çıkarması şart.

MAÇIN ADAMI: YOK