Dün geceki karşılaşmaya bakıyoruz, Fenerbahçe kazanmayı yüzde 100 hak etti. Çok iyi mücadele ettiler, çok da pozisyon buldular ve üstelik fazla da pozisyon vermediler. Ama tablo ne kadar Fenerbahçe lehine olursa olsun Gençlerbirliği ne kadar kötü oynasa, tuhaf bir savunma yapsa da dün geceki maça hakemin mutlak etkisi vardır.
Cüneyt Çakır, bu ülkenin en iyi hakemi... Hatta Avrupa ve dünyanın sayılı hakemlerinden biri ve bu yüzden de Brezilya'da yapılacak Dünya Kupası'nda düdük çalacak. Ama Cüneyt eğer dün geceki penaltıları Brezilya'da vermiş olsaydı ilk uçakla ülkesine geri yollanırdı.
İlk penaltıya bakıyoruz; çok sert bir şut geliyor ve top G.Birliğili oyuncunun sağ omzundan dönüyor. Velevki elinden dönsün yine penaltı değil. Kolları kapalı ve gelen top çok sert.
İkinci penaltıda da Alper rakibinin ayağını uzattığını görüp kendini öne atıveriyor. Bence bu penaltı kararı da yanlış.
Üstelik bu penaltıdan sonra Gosso'nun ceza alanı içinde Kuyt'ın kasıklarına basması var. Aynı Cüneyt bunu da atlıyor...
Bu ülkede futbolu şöyle tarif etmek lazım; bağıran, çağıran kazanıyor... Bir hafta eğer hakemler kötüyse ertesi hafta diğer hakemler o takıma pansuman yapıyorlar. Cüneyt'i çok severim ama onun ruh halini de çok iyi anlıyorum. Önümüzdeki üç ayı Türkiye'de problem yaşamadan geçirmek ve Brezilya'ya uçmak istiyor. Bundan dolayı da toz kalkmasın amacıyla tıpkı dün gece yaptığı gibi tartışmalı bir pozisyonu güçlü olanın lehine çalıveriyor.
Şimdi Galatasaray bağıracak... "Rakibimiz yine yanlış penaltılarla kazandı" diyecekler. Ama asıl üzülecek konu Türk hakemliğinin düştüğü durum... Kucaktan kucağa giden bir felsefe var. Sizlerin görevi maç yönetmek. Pansuman yapmak asla olmamalı.