Galatasaray'da Drogba Antalya maçında adeta yürüdü. Oyundan çıkarken de Mancini ve Tugay Kerimoğlu'na tavır yaptı. Drogba ne yapmak istiyor?
Görünen o ki Drogba imtiyaz talep ediyor. Fildişili yıldız, fizik olarak diğer arkadaşlarının gerisinde. 'Top alamıyorum' bahanesiyle sinirleri bozuluyor ama görünen o ki teknik direktör Roberto Mancini de onun pas alabilmek için daha çok koşmasını, daha çok sağa-sola deplase olmasını bekliyor. Ama bunlar gelip geçicidir. Futbolda böyle şeyler yaşanabilir. Mühim olan bu problemlerin ya da kaprislerin kalıcı olmamasıdır.
Galatasaray sizce deplasmanda neden kazanamıyor?
G.Saray'ın en önemli problemi futbolcuların ya da bazı oyuncuların maç seçiyor olması. Anadolu maçlarında deplasmanda birçok futbolcu havaya giremiyorlar. Mesela Antalya maçında Galatasaray oyuna mükemmel başlamasına rağmen dakikalar ilerledikçe oyundan düştü ve 2 basit gol yedi. G.Saray'ın en önemli hastalığı bazı oyuncuların maç seçmesiyle birlikte çok kolay gol yemeleri. Örneğin Antalya'nın 2. golünde Telles topu sağ ayağıyla çıkarması gerekirken soluyla çıkarmaya çalıştı ve gol geldi. Bu hastalık birkaç yıldır sürüyor. İstanbul'daki R.Madrid maçını hatırlayalım, G.Saray ilk golü yiyene kadar Real Madrid karşısında iyi oynuyordu ama defansta yapılan bir bireysel hata Madrid'in golünü getirdi ve ardından da maç tarihi farka gitti.
SKANDAL BİR HAFTAYDI
Yine hakemlerin tartışıldığı bir haftayı geride bıraktık. Haftayı nasıl geçirdi sizce hakemler?
Hafta hakemler açısından skandal geçti. 'Hakemlerimiz formsuz, eğitim az' gibi yalanlarla spor kamuoyu yanıltılmasın. Hakemlerimiz MHK'sine güvenmiyor. Kariyerlerine, karizmalarına inanmıyorlar. Üstelik MHK yanlış işlere başladı. 1.5 yıldır Fenerbahçe maçına çıkmayan Fırat Aydınus'u, Fenerbahçe- Kasımpaşa maçına atamak hakemlik jargonunda pansuman yapmak anlamına gelir. Pansumanın açılımı şu; Sivas'ta hakem katliamına uğrayan F.Bahçe'nin yaralarını sarması gerekiyor. MHK, cin olmadan şeytan çarpmaya kalkan bir felsefeyi gündeme getirdi ve maça Fırat'ı tayin etti. Amaç şuydu; Fırat F.Bahçe'nin baskısı altında kalacak, takdir haklarını F.Bahçe lehine kullanacak. Kadıköy'de toz kalkmayacak, böylelikle pansuman yapılmış olacaktı ve bu operasyon başarıyla gerçekleşti. 1.5 yıl önce söylemediği 'Lan' nedeniyle Caner'i atan Aydınus, daha maçın 5. dakikasında Kasımpaşa yedek kulübesine söven Emre'yi atamadı. Rakibin dizine basan Alves'i atamadı. Son adam olan Gökhan'ı kırmızı kartla cezalandırması gerekirken sarı kart eyyamcılığıyla trajikomik bir karara imzasını attı. Üstelik orada serbest vuruşta baraj mesafesi 6 metreydi. Bu acı tablo ne Fırat'a ne Türk hakemliğine yakışmazken bu tablonun asıl mimarı sıkıştığında pansumana soyunan ve bu tuhaf atamaları yapan MHK'dir.
GERÇEK YÜZÜNÜZ HANGiSi?
Kulüpler adeta bir demeç savaşına girdi. Herkes açıklama yapıyor? Yangın neden hiç sönmüyor?
Bu yangın yıllardır böyle gidiyor. İşler iyi giderken herkes beyefendi ama biraz canları yandı mı hak, hukuk, adalet, centilmenlik gibi kavramlar rafa kaldırılıp, ateş edilmeye başlanıyor. Ortalık geriliyor, ondan sonra da bazı basın mensupları ya da bazı spor programları günah keçisi ilan ediliyor. Geride bıraktığımız haftaya bakalım; Pazarı pazartesiye bağlayan gece Galatasaray'ın 'baykuş' operasyonu geldi. Galatasaray resmi sitesinden Fenerbahçe'yi hedef alan ve 1 gün sonra oynanacak maçtaki hakem kararlarını etkilemeye yönelik deklarasyon yayınladı. Pazartesi günü öğlen saatlerinde Fenerbahçe'den Galatasaray ile dalga geçer gibi karşı deklarasyon geldi. Her iki kulübe de soruyorum, gerçek yüzünüz hangisi? Centilmen misiniz, değil misiniz? Yoksa Türk sporundaki huzuru işinize geldiği gibi mi manipüle ediyorsunuz? Aslında cevap açık. Türk futbolundaki her idareci, her kulüp canı yandığında memesi ağzından alınmış çocuklar gibi ağlamaya, bağırmaya sağa-sola saldırmaya başlıyorlar.
Önce Emre sonra da Burak Yılmaz'ın maç esnasında küfür ettiği iddia edildi. İkisi de PFDK'ya sevk edilmedi. Küfre karşı savaş açılmışken futbolcular sahada küfür ediyor. Bu nasıl bir ikilem?
Futbolcuların bu tavrı tabii ki kabul edilemez. Ama sistem bozuk. Emre ve Burak'a yaptıkları terbiyesizlikler nedeniyle cezayı verdiğinizde bir daha hiçbir futbolcu kolay kolay kımıldayamaz. Özellikle Emre bu konuda çok sabıkalı. Türkiye'nin en yeteneklilerinden biri olmasına rağmen sahada yaptığı bazı terbiye ve centilmenlik dışı hareketler Türk gençliğine ve onu sevenlere kötü örnek teşkil ediyor. Eğer Burak da Antalya maçında yaptıklarını önümüzdeki maçlarda da devam ettirirse o da ikinci Emre olma yolunda ilerliyor demektir.
DERBİYE YILDIRIM OLUR
Trabzonspor Başkanı "Fenerbahçe'ye artık kamuoyu da inanmıyor. Yeniden yargılamayı TFF'den istemiyorlar" dedi. Sizce haklı mı? TFF yeni bir yargılama yapabilir mi?
Bu iş yılan hikayesine döndü. Konuyla ilgili artık Türkiye'de yasal olarak yapılabilecek bir şey yok ama önümüzdeki günler UEFA ya da FIFA'dan ciddi yaptırımlar gelebilir. Kişilerle ilgili hak mahrumiyetleri cezası geleceği kesin gibi. Ama TFF'yi zor duruma sokacak asıl talep, kulüplere verilen cezaların gözden geçirilmesi isteği olur. Şayet UEFA, 'Kulüp cezalarını yeniden gözden geçirin' derse TFF çok zorda kalır.
Galatasaray -Beşiktaş maçında sizce kim düdük çalmalı?
Derbinin hakemi muhtemelen Bülent Yıldırım olur. Kimin olacağı önemli değil. Asıl önemli olan nasıl yöneteceğidir.