Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Önce İNSAN sonra Müslüman

Nereden bakarsan oradan başka görünüyor ülke! Bir sürü resim. Biz ne kadar güzelsek, o kadar güzel, biz ne kadar çirkinsek o kadar çirkin resimler ortalıkta.
İnsan baktığı şeye benziyor zamanla belki de...
Hep hata, zaaf, kötülük arayan istediğini buluyor. Yüzünden düşen bin parça! Her şey kötü, her taraf berbat, tek bir iyi şey yok, mutlu insan aptal insan!
Böyle düşünüyor, böyle söylüyor, yazıyor. Asabı bozuk, saldırgan.
İçindeki kurt dişlerini gösteriyor mütemadiyen!
Çünkü hepimizin içinde o kurt! Kimi terbiye etmiş, kimi ehlileştirme gayretinde. Kimi de kurda esir olmuş, tasmayı kendi boynuna takmış, dört ayaküstünde! Burnunda bir kan kokusu, kurdun peşinde...
Kurdu yenmeden, 'insan' olmadan hiçbir şey olunmuyor çünkü, onu diyorum. Ne din, ne siyaset, hepsi aynı hikaye!
Bazılarının ağzında kurdun kıllı burnunu görüyoruz mesela:
Daha dün selefi sefillerin katliamından kaçan Kürt insanına sınırlarını açmış, onları kucaklamış bir hükümete bir geçmiş olsun bile demeden, "49 rehineyi önce verdiler, sonra aldılar" diyebiliyor biri. Kurt kuyruğunu dikiyor!
Öteki, bir kadın üstelik! Milletvekili. Askere taş atıyor. Sonra cevap veriyor: "Ne nankörü be, aynı tabaktan mı yedik, nankörlük yapmaya devam edecem!"
Ergen bir kurt sırıtıyor!
"Çözüm süreci bitmiştir" diyor öteki. O da Kürt sözde! Kendine ulusolcu diyen, milliyetçiırkçı falan diyen faşolardan biri olsa anlayacağız, ama Kürt! "Türkiye IŞİD ile Kürt bölgelerine saldırıyor" diye carlıyor.
Kurdun yosunlu, kazma dişleri görünüyor!
İki milyona yakın mülteciye kucak açmış, Suriyeli anayı elini öperek karşılamış bir ülkeye karşı, Kürt siyasetçileri dolunayı beklemeden Kurt Adam oluyorlar. Tırnaklar uzuyor. Her şeyi izleyen halkların gözü önünde olup bitiyor her şey...
Öte yandan 49 rehinenin yanına giren IŞİD militanı, "Sizinki İslam değil" diyor, "Bak size gerçek Müslümanlığı göstereyim!" Çıkarıyor bıçağı, kıtır kıtır boğaz kesiyor: Kan içinden bir kurt, bir canavar!
Neyse ki 'insanlık' dersine çalışanlar da var...
Türkiyeli bir kaptanın oğlu -kendisi de kaptan- çıkmış dünyanın tepelerine 'önce insan olacağız' diye kollarını açıyor. Dünyanın efendilerinin yüzüne yalanlarını çarpıyor, kalbi kırık zencilerin ta kalbine kadar giriyor.
"Dünya, 5'ten büyüktür. Tüm alınan kararlar bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer demokrasi diyorsak, sandığa saygı duyalım. Demokrasi değil de, darbeyle gelenleri savunacaksak, BM niye var?"
"Modern dünya tarafından sergilenen çifte standart, güvensizlik oluşturmakta, adalet duygusunu zedelemektedir. Milyonlarca insanı umutsuzluğa sevk etmektedir. Terörün beslendiği kaynak bu güvensizlik duygusudur. Bunlar teröre oksijen sağlamaktadır. BM ve uluslararası kurumlardan umudunu kesenler terörün tuzağına düşüyorlar."
"Antisemitizmin bir insanlık suçu. Aynı şekilde İslamofobinin de insanlık suçu olduğu kabul edilmeli."
"Çocuk ve kadınlar katlediliyor. Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimse masum değildir, hiç kimsenin can güvenliği yoktur!"
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı BM'de tüm gezegene "Önce İnsan" diyor kısaca! Böyle bir konuşma yapıyor. Yaptığı konuşma devletten beslenmeyen -ve nesli tükenen- bir solcunun, tavizsiz bir demokratın, teklifsiz bir Sufi'nin yapacağı bir konuşma. Günlük politik itirazlarını unutmadan, sırf bu konuşma için bile olsa bir ayağa kalkıp alkışlayamıyorlar.
"Salon boştu" diyorlar. Sizin içiniz boş, içiniz demek geliyor insanın içinden. İçiniz boşalınca Kurt kaçmış oraya!
"IŞİD sorununun ortadan kalkması için Suriye'deki sorunun hesaba katılması lazım. Irak'ta da böyle düşünmek lazım. PYD sürecin içinde olmalı" deniyor. Kurt oralı değil av peşinde!
Cihangir'de gönüllü olarak ısırılmış birileri hızla insafsız bir mahlûka dönüşmüşler. Kulakları diğer kurtların sesine ayarlı: Çözüm süreci bitti oh oh, çalsın sazlar, oynasın kızlar!
Türkiye, sınırları dışındaki Osmanlı halklarıyla yakınlaşıyor, Batının riyakâr müdahalesinin piyonu olmuyor, temkinli, soğukkanlı ve merhametli davranıyor: Kurt yine panikte, sırtını kabartmış, hırlıyor!
Ama 'kurdun' karşısında Anadolu aşılmaz bir baraj halinde yeniden yükselmekte, o da var! Erenlerin himmetiyle mi desek, havasından suyundan mı desek fark etmez, 'Ortak insanlık' değerleri öne çıkıyor.
İçimizdeki canavar işte o zaman Çekirge, vallahi de billahi de mercimek kadar kalıyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA