Böyle bir video dolaşıyor internette son günlerde. "İlk insan nereden geldi" diye.
Bu gerilimli günlerde insanı gülümseten bir röportaj.
Muhabir sokaktaki vatandaşa mikrofonu, "İnsanlık nereden geldi?" diyerekten uzatıyor.
Millet kendi meşrebince öyle bir döktürüyor ki; değme filozof aşağılık kompleksine düşer.
Muhabir soruyor, bizim insanlar cevap veriyor.
Kimi, "İnsanlık Afrika'dan gelir" diyor, kimi Ortadoğu'dan, kimiyse Gaziantep'ten! "Şempanzeden" diyenler var, kafası karışıp "Peki şimdi niye maymunlar insan olmuyor abi?" diye soranlar var. Kilolu ve gotik bir kız 'sapiens' kültürünü konuşturuyor ama en güzeli şu: "Biz Adem Aleyhisselamdan geliyoruz da Havva işine ben karışmıyorum!"
Düşündüm, şu sıralar bu soruyu Ulusalcı Cumhuriyetçi'ye sorsan, insanlık Atatürk'ten geliyor olabilir mesela! Gezici'ye sorsan Taksim'den, solcuya sorsan Marx'tan, darbeciye sorsan kışladan gelebilir insanlık.
Hatta ileri gidelim. Marmaray'ın açılışından beri hop oturup hop kalkan, biri imdat kolunu çekti diye, "buna devrim diyebilir miyiz Banu?" kıvamına gelen, ah bir felaket olsa da görsek şeklindeki 'Ak Parti-ırkçılarına' sorsak, "Bunlar gitsin de isterse maymunlar cehennemi gelsin, biz razıyız", fırçasını yiyebiliriz.
BDP ve diğerlerinin birleştiği ve tüm Türkiye'nin çatı partisi diye lanse edilen oluşumun kurucusu Levent Tüzel'e bakarsak meclise başörtülü insan gelemez!
Yani insanlık ta nerelerden gelebilir ama başörtü takan 'Havva nesli' meclise gelemez!
Yazık, videodaki gariban kadar olamıyorlar.
Ne demişti arkadaş, "Havva işine ben karışmıyorum..."
Marmaray açılırken dualar okundu, avuçlar açıldı ya, 'Kafatasçı Gazete' bu işi laik cumhuriyete aykırı buldu. Onlara göre insanlık dua karşıtı bir yerlerden geliyordu.
Bu arada, Başbakanın Marmaray'ı deniz ortasında durdurup 10 dakika sohbet etmesi çok şık bir hareket olarak görüldü internette. "İnsanlık belki de Kasımpaşa'dan geliyor" dedi biri.
Sadece bu değil, sosyal medyada bir kalkışma vardı ki sormayın! Özet olarak şu haldeydiler:
"#Atamgezindeyiz Marmaray'ı kullanmıyoruz, çeşmeleri açmıyoruz, yıkanmaya karşıyız, Metrobüs'e binmiyoruz, başörtüsü tövbe! Kuvvetli bir antidepresan peşindeyiz..."
İzmir'de yapılan törenler enteresandı. İnsanlık, oradaki coşkulu yurttaşlara göre kesin olaraktan tek bir ırktan gelmekteydi.
Varlıkları Türk varlığına armağandı.
Küçük kız çocuklarına subay şapkası filan giydirmişlerdi, Mustafa Kemal'in askeri olmuşlardı.
Düşündüm, niye 90 olayım, dedim kendime. Olacaksam, 14 milyar yaşında olabilirdim. Büyük patlamadan beri atomik olaraktan buralardaydım çünkü!
Neyse, söz konusu videonun sonunda biri, "topraktan geliyoruz, toprağa gideceğiz" demişti. Yalnız bu toprak çok su alırsa çamurlaşıyordu. O da bir gerçekti.
Cumhuriyet töreni görüntülerinde dikkatimi çeken kadınlardı en çok. En şiddetlileri onlardı! Tehlikeli konu ama söylenmeli, bizim Sümerli FEMEN'istlerin bin yaşındaki Çığ teyzeleri ne demişti, "Bir daha AKP seçilirse bittik!" Çığlık çığlığaydılar. Yalnız o bayrak şeklindeki çıplak kız fena halde grip olmuştu. Geçmiş olsundu.
Ha insanlığın nereden geldiği meselesine dönersek, bir başka güzel cevabı bir delikanlı verdi: "Abi bence insanlık Fikirtepe'den geliyor, çünkü bütün güzel abiler oradan!"
İçimden, memlekete bir akıl sağlığı gelsin de, nereden gelirse gelsin, diye geçti Çekirge, yalan yok!
Bana sorsalar, "Bir büyük aşktan geliyorum, deli divane gibi o aşkı arıyorum" derdim, o da ayrı. Kendime, doğum günü münasebetiyle bir Ahmet Kaya şarkısı açtım, tam zamanıydı: Siz benim nerden geldiğimi nereden bileceksiniz?
