21 EYLÜL CUMARTESİ
LALE MÜLDÜR'E HANGİ ÇAY GİDER?
Bu yıl Bienal'e çakmak moda! Ama biz demode kalalım! Halil Altındere'nin bir klip, bir aksiyon filmi gibi çektiği Harikalar Diyarı videosuyla midemize yumruk yiyelim. Mutenalaştırmanın zarif tınısının arkasını görelim. Sulukuleli hip hop grubu Tahribad-ı İsyan'ın İKSV Salon'daki konserine gidelim. İspanyol sanatçılar Jorge Galindo'yla Santiago Sierra'nın tepetaklak diktatörlerine hasta olalım, dayanamayıp ikinci kere oturalım başına. Belçikalı sanatçı Guillaume Bijl'in Şüpheli'sinin komşuları tarafından polise ihbar edilmesinin nedenlerini okuyalım: "Uzun saçlı ve hep kot pantolon giyiyor. Çöpünü yanlış günlerde çıkarıyor. Kitapçılarda ve halka açık parklarda çok fazla vakit geçiriyor..." Polisin suç delillerine bakarken, İstanbul Bienali'nin gelmiş geçmiş en bombastik işini, Atatürk'ün sevgilisi Safiye Behar'ı (2005) hatırlayalım, kurguyla hakikat paslaşsın. Sonra Antrepo'dan çıkıp Galata Rum İlköğretim Okulu'na geçelim. Çinli sanatçı Wang Qingsong'un üç büyük fotoğrafını çok beğendiğimizi saklamayalım. Okunmuş pirinçlerin gücüyle, ite kaka bitirdiğimiz okulları düşünüp nefessiz kalalım. Şener Özmen hislerimize tercüman olsun, poşunun hakikaten de gözümüzün önünde bir sembolden bir hipster aksesuvarına, Bilstore ürününe dönüşmüş olmasına bir kere daha 'fesüphanallah' çekelim. Ve işte Lale Müldür'ün filmi. Küratör Fulya Erdemci'nin "Şiir cismanileşiyor" dediği, kiminin komik bulup eğlendiği, kiminin gülünç bulup aşağıladığı bu absürt filmi, haletiruhiyemizin sallantılı bir anına da tesadüf ettiği için sevelim. Bir masalın içinde gelip gidip, gidip gelip yatışalım. Sonra Karaköy sokaklarında dolaşıp bir çay içelim. Değişik bir çay, her gün içmediğimiz türden. Açılalı birkaç hafta olan Dem'den... 60 küsur çeşit içinden seçmekte zorlanalım. Halil Altındere sertliği istiyorsa bünyemiz, Lapsang Souchong ya da öbür fümelere girelim. Lale Müldür yumuşaklığı arıyorsak, belki Oolong ve yanında Japon pudingi Mizuno'ya yanaşalım. Hemşin'den Sri Lanka'ya uzanalım, türlü rayihaya teslim olalım. Servis güler yüzlü ve dostane gelsin. Memnun kalalım.
22 EYLÜL PAZAR
OH, FISTIKLI BAKLAVA KURTULDU!
Geçen haftanın mühim mevzusuydu; baklavacılar birer birer açıkladı: Fıstıklı baklava üretmeyeceklerdi. Çünkü fıstığın kilosu 75 TL'ye varmıştı, stoklar tükenmişti ve de kurtarmıyordu. Meğer Bakan Fatma Şahin, Gaziantepliymiş. Muştulamış: Suyu çok seven fıstığı tatmin edecek bir sulama çalışması varmış kapıda. Bir de alışkanlıktan bahsetmiş Şahin: Antepliler'in yatırım amaçlı fıstığı olurmuş evde. Lazım oldukça, mesela çocuk evlendirecekleri zaman götürüp satarlarmış. Altın bozdurur gibi fıstık bozdururlarmış yani! Ne kadar düğün dernek, o kadar fıstıklı baklava diye düşünebilir miyiz?!
23 EYLÜL PAZARTESİ
NOHUTLU PİLAV MI, BALIK EKMEK Mİ?
Soruyu duyunca durdum: Adının anlamı Arapçada Yunan tavuğu, Yunancada Fransız tavuğu, Fransızcada ise Hint tavuğu olan hayvanın bizdeki adı nedir? A) Sülün B) Ördek C) Hindi D) Tavuk Yarışmacı 'Sülün' deyip elendi, Doğrusu 'Hindi' olacaktı. Sıradaki! Kenan Işık, Kim Milyoner Olmak İster'in (atv) yeni yarışmacısına sordu: Eskiden annelerin diğer telefonla çocuklarının konuşmalarını dinlediği, aynı numaraya sahip iki telefon hattı hangi isimle anılırdı? A) Telsiz telefon B) Paralel telefon C) Ankesörü telefon D) Kutulu telefon Yaşlı olmak böyle bir şey herhalde! Çünkü güzel kardeşimiz cevabı bilemedi (Paralel! Paralel!) ve seyirci jokerini kullandı. Kenan Işık, bir sonraki soruya dair endişesini de gizleyemedi: Acaba genç yarışmacı, doğru cevabı yemiş miydi?! Lüks lambasıyla aydınlatılan el arabalarında, genellikle gece vakti, yanında ayranla satılan seyyar satıcı yiyeceği hangisidir? A) Çöp şiş B) Midye dolma C) Nohutlu pilav D) Balık ekmek Çok şükür! Paralel telefonu hiç duymamış olan kardeşimiz, nohutlu pilavı tecrübe etmişti!
24 EYLÜL SALI
MANAVDAN DEĞİL SANATÇIDAN TAZE!
Züccaciye ve pazarlarda satılan plastik meyveler vardır hani; üzüm salkımları, muzlar, elmalar, sahicisinden ayırt edilmez. Çarliston biber, patlıcan ve sarmısaklar, mutfakların şirin dekoratif sakinleridir. Belki de böyle eserler görmek istiyordur Bienal'e mesafeli duranlar... Olabilir, öylesi de var: Sanatçı, küratör ve galerici Margaret Lee, efsane fotoğrafçı Cindy Sherman'ın da asistanıymış. 12 Eylül'de başlayan Lyon Bienali'ne katılmış. Bu ara kafayı zerzevat yapmaya takmış, bunları gündelik alet edevata iliştiriyor. En iltifat addettiği şey, arkadaşlarına temizliğe gelen yardımcıların bunları buzdolabına koyması! Haklılar; tereddütsüz ısırılır!
25 EYLÜL ÇARŞAMBA
HAYALİ 8 NUMARA OLMAK
Hep aynı isimler etrafında dönmekten gına geldi. İşte yeni biri: Dilek Candemir. New York'a ekonomi doktorası yapmaya gitmiş. Arada kurslar ve tadımlarla şarap dünyasına girmiş. Sommelier ve tadım editörü olarak çalışmış, sonra eğitim vermeye başlamış. Bütün dünyada Master of Wine unvanına sahip 312 kişiden biri Dilek Candemir; Türkiye'den çıkan ilk şarap 'üstadı'! Hedefi Master of Sommelier olmak. Bu iki titre birden sahip olan sadece yedi kişi varmış, başarırsa dünyadaki sekizinci olacak. Ha bire aynı isimleri ezber ederken, adını bilmediğimiz ne çok enteresan insan var.
26 EYLÜL PERŞEMBE
19. YÜZYILDAN KALMA NİHALE
Taşbaskı Osmanlı menü, Osmanlıca Rumca yazılı lokum etiketi... Ender Tuzlu Balık reklamı (nefis)... Garantili Yüksel Ocakları takvimli reklamı... Teneke kahve, çikolata, kakao, çay kutuları... Gazoz ve rakı şişeleri... 19. yüzyıldan Fransız havyar takımı, limon sıkacağı, nihale... Haftaya pazar (6 Ekim) Armada Otel'de bir müzayede düzenleniyor. Gurman'dayız diye yukarıdakileri saydık, yoksa para, madalya, obje, efemera, kitap, fotoğraf, pek çok ilgi alanına uyacak çeşitlilikte mal var; meraklısı www.peramezat.com'a göz atar.