Bir ziraat mühendisi "Ben organik tarım uzmanıyım. Bu balın nesi organik, anlamadım. Neden tüketicileri kandırıyorsunuz?" diyerek şikayette bulunmuş.
Çakma balcı şirketten bir yetkili de "Beyefendi bizim şirketimizin adı 'organik'. Dolayısıyla sattığımız ballar da organiktir" demiş.
Kesin sattığı baldan yemiş bu adam!
Aslında ziraat mühendisi olmaya da gerek yok, çoğumuz çok ucuza satılan bu ballardan "Bu işte kesin bir numara, hile var" diye içimizden geçirdik ama uzunca bir süre geçirdik.
'En hakiki', 'Orijinal', 'Organik' sloganlı bal reklamları, yanlış hatırlamıyorsam tam bir yıldır ekranlarda dönüyordu.
Adamlar mısır şuruplu çakma balların faydalarını sanki tarikat üyesiymişçesine nasıl ikna edici anlatıyorlardı değil mi?
Çocuk kanallarında bile yayınlandı. Kim bilir kaç anne-baba çocuğu bal yesin diye mısır şuruplu baldan sipariş verdi?
Geçtiğimiz hafta "RTÜK dizileri bırak bala' bak başlıklı yazımın yayınlandığı gün, bal reklamları durduruldu.

TV KANALI BİLE VARDI
Ben de o yazıyı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sahte bal satan iki firmayı teşhir edip, gazetelerde manşet olduktan iki gün sonra yazmıştım.
Gelmek istediğim nokta şu. Öncelikle biz gazeteciler uyuduk, bu hileyi çok önceden görüp üzerine gitmeliydik. Hadi medya geç de olsa haber yapıp bazı kurumları harekete geçirdi.
Peki, bu işte asıl sorumlu olması gerekenler neden uyudular? Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı neden cezayı geç kesti? Reklam Kurulu neden bal reklamlarını köşe yazıları ve haberler çıktıktan sonra durdurdu?
Bu ülkede her şey haber olduktan sonra mı çözülmeli? Adamlar TV'de kendilerine özel bal kanalı bile açmışlardı yahu!