Oynatmaya az kaldı doktorum nerde? Bu tip anne-kız hallerinden çıldıracağım!
Aman korkma anneciğim mevzu sen değilsin. Sarışın ve 'temiz bırakılmış' mankenimiz Şebnem Schaffer ve annesi.
İkilinin Bugün Gazetesi'ne verdiği röportajı oku oku kudur! (6 Ekim Perşembe).
Konu; Şebnem Schaffer'ın nişanlısı Şenol İpek'ten ayrılması, Şenol'un da "Şebnem'e yüz milyar harcadım, beş parasız, zır kaldım" diye ortalarda dolanması...
Başlık: 'Hâlâ bakireyim'
Spot: 'Şenol'a teşekkür ederim. Çünkü beni temiz bıraktı' Daannn!!!
Ne demek şu 'temiz'? Ayrılmadan önce, kıyak olsun diye Şenol seni hamamda keseletti mi yani?
Sonra anne Lale Schaffer bombayı patlatmış; "59 tane şiir yazdım Şenol için". Çok pardon da Şenol kızınızın sevgilisiydi, sizin değil! Hangi anne, kızının sevgilisine şiirler yazmış yahu? Kızlar! Anneniz manitanıza şiirler döşense ne dersiniz? Cidden ya, sınırlar nedir? Anneye ne zaman dur denmelidir?
ANNE MÜDAHALESİ
Hepimizin annesi, iyi-kötü hayatımıza müdahale etmeye bayılır. Misal benimkini salsan, saçımı nasıl toplayacağıma, kimlerle arkadaşlık edip, köşemde ne çiziktireceğime kadar karışabilir.
Annelik kitabının birinci maddesi; yavrucuğunu yönlendirmektir. Hani onlar bizim için en doğruyu isterler hesabı...
Ama işte annedeki hesap kıza uymaz çoğu zaman. Uymamalıdır, kızlar maymun olmamalıdır zaten.
Çok pardon da büyümek budur çünkü. Kendi kararını verebilmek, kendi fikirlerinin olabilmesi ve anneni anne gibi sevebilmek. En basitinden bir gün, saçını annenin favorisi uzun değil de, kısacık sevdiğini anlarsın. Kuaföre makası attırırsın, attırmalısın. Annen sana hayırlı bir kısmet ister, sen kariyer peşinde koşarsın. En önemlisi sevdiğin adamla, bildiğin gibi aşkını yaşarsın!
Bir annenin karıştığı hangi ilişki mutlu mesut devam edebilmiş ki? Üşenmeyiniz bakınız, hatırlayınız 'Gelinim Olur Musun?'
'SU VERMEM, ŞIMARIR'
Neyse Şebnem'den incilere devam; "Ben bencil biriyim, Şenol çok vericiydi... Günde yüz defa elimi yıkarım, o doktorlara gidip rahatsızlığımı danışır. Size garip gelecek ama ona bir bardak su bile vermedim"...
Eh garip geldi neden? Tertemiz, çamaşır suyunda bekletilmiş kızımız Şebnem, Şenol'un şımarmasını istememiş de o yüzden, nasıl alıştırırsak öyle gidermiş.
Yani iki buçuk yıl boyunca Şenol İpek kıza elini sürmemiş, bir bardak suyunu içmemiş, yardımda kusur etmemiş; neyse ki 'Annişkom' dediği Şebnem'in annesinden 59 şiir edinmiş de, eli boş dönmemiş!
Haa Şenol'un yüz milyar harcadığı iddialarına gelince de "Bunlar söylenmez ama, Goldaş'tan altın yüzük aldı, bir de ince bileklik aldı, (sayılmaz yani) o da 2 milyarlık" demiş Şebnem. Bilekliğin fiyatı anında öğrenilmiş dikkatinizi çekerim!
Çelik, Buket Saygı'dan boşanınca ayrılma nedenlerini sıraladı ayıplandı da (Artık devir değişti, tabii Çelik de değişti!) Şebnem 'Hâlâ bakireyim' denince bağırlara mı basılsın şimdi? Yaşananları ortalığa dökmek çok mu ahlaklı?
Bazılarımız artık kundaktan çıksak, annelerimizin dizinin dibinden ayrılsak ve adamların etinden sütünden, tüyünden yararlanmakla kafayı bozmasak diyorum. Sonra bir bakmışız ki, kendi kazdığımız kuyuya düşüvermişiz...