Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜLSE BİRSEL

Sosyelitlerle sosyetikler Türkbükü'nde kaynaşmış!

Dün Bodrum'un en iyi saklanan adreslerinden bahsetmiştim size. Yazıyı yazdığım akşam soluğu Türkbükü'nde aldım. Maksat araştırma, inceleme. Tampa'da yediğim yemekte şu gözlemi yapma fırsatı buldum efendim: Sosyelitler saat on gibi Tampa'ya yemeğe geliyorlar! Biliyorsunuz Bülent Cankurt kardeşimiz magazin dünyasına yepyeni bir terim kazandırarak sosyeteye bir bomba attı: Sosyelitler! İngilizce "socialite" kelimesinden türettiğini tahmin ettiğim bu kavrama göre, "sosyetikler", benim şimdiye kadar "pabucumun sosyetesi" tabir ettiğim arkadaşlar! Sosyelitler ise, benim "eli yüzü düzgün insanlar" adı verdiğim, garson ceketi yakmayan, şarkıcının kafasından aşağı peçete yağdırmayan, düğünde silah atmayan, adabıyla gezen tozan, harcayan, yabancı dil falan bilen, nispeten görgülü kesim. Cankurt yaş grubuna göre iki gün arka arkaya birer de liste verip ortalığı karıştırmış. İsmini listede göremeyen, "Vay efendim böyle gazetecilik olur mu, benim garson ceketi yaktığım nerede görülmüş" gibilerinden Türkbükü'nü birbirine katıyor, havlusunu, kavunlu "votka frozen"ını aldığı gibi odasına kaçıyor! Bu manada, Türkbükü'nün bir kültürler çatışmasına da sahne olduğunu söyleyebiliriz. Barına, restoranına göre, sosyetiklerle,sosyelitler bir arada gözlemlenebiliyorlar. Ancak Bodrum, her zaman bir kültür mozaiği olmuş, onun için çatışma, yeryer kaynaşmaya da dönüşüyor. Tampa'da çoğunluk sosyelitler örneğin. Şıkır şıkır gelip, seviyeli espriler yaparak, sakin sakin "dana kaburga, patlıcanlı risotto ile"lerini yiyip gidiyorlar! Tampa'dan ileri doğru bir boy gittiğinizdeyse, durum bulanıklaşıyor. Mey Restoran'dan Ada Otel'e giden sahil yolunda yürürken, öbek öbek sosyelitler, öbek öbek sosyetikler, el ele, kol kola, dostça, barış içinde birlikte eğleniyorlar. İnsanın gözleri doluyor! Bu birkaç kilometrelik yürüyüş şeridinde kendinden geçmiş "yıkılan" mekanlar, başta herkesin zıp zıp zıpladığı Ship Ahoy olmak üzere, Fidele, Ada Otel'i mekan tutan Cafein ve Mavi Otel'in barı diye sıralanabilir. Yani yüksek volümlü müzik, içki, dans, ve yukarıda anlattığım kaynaşmayı görmek isterseniz buralara gideceksiniz. Bu arada Havana gibi, People gibi, daha bir popüler, iyice "görelim, görülelim" mekanlar da var, arzuya göre. Yok "Ben gürültüsüz, gazetecisiz, efendi gibi, iyi bir yemek yerim, ama kebap mebap istemem" diyorsanız, şahane zeytinyağlılar için bir Kaktüs Çiçeği'ne bakın bakalım. Bu da benim "iyi saklanan sırlar" listesinden. Kalabalık, curcuna, paldır küldür gitmeyin yalnız. Beni Tomris Hanım'a rezil etmeyin! Haftaya, yine Bodrum gezimden incelemelerle karşınızda olacağım. O zamana kadar kitap okuyabilir, karpuz yiyebilirsiniz. Çarşamba akşamları da Avrupa Yakası'nın tekrarları oynuyor. Artık ben daha ne yapayım sizin için?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA