Erkan Petekkaya, 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisinde 'Ali Kaptan' karakteri ile öyle bir etki yarattı ki; onu gerçeğe oturtup nefret edenler bile var.
Oyunculuğun en keyifli yanı bu olsa gerek; inandırıcılık.
Bir oyuncu daha ne ister?
Erkan'ı yıllardır izliyorum ve oyuncu olarak çok da başarılı buluyorum. 'Serseri' ve 'Köpek' dizilerinde muhteşemdi.
Geçen gece 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisindeki rolüyle Ayaklı Gazete'nin 'Televizyon Yıldızları Ödül Töreni'nde 'En İyi Erkek Drama Oyuncusu' ödülünü aldı. Ekip arkadaşlarıyla birlikte katıldığı gecede sessiz-sakin tavırlarıyla dikkat çekti.
ZEVKİ İÇİN ÇALIYOR
Ama ne zaman ki konuklar yavaş yavaş ayrılmaya başladılar, ne zaman ki SuAda biraz sakinleşti; birdenbire bir şey oldu.
O ana kadar Merih Ermakastar trompette, Erkut perküsyonda harikalar yaratıyordu.
Ve bir anda Erkan Petekkaya'yı perküsyonda gördüm.
Elinde bagetlerle üç-beş dakikalık bir performans yaptı ki; görmeliydiniz... "Nasıl yani?
Senin böyle yeteneklerin var mı?" diye sordum. Ayıp etmişim!
Piyano da çalıyormuş. "Ama kimselere göstermek istemem. Sadece kendi zevkim için çalarım" dedi.
Ve oğlu henüz anne karnındayken onun için yaptığı bir beste bile varmış. "Eğer bir gün bir televizyon programı yaparsam, ilk konuğum sen olmalısın" diye takıldım Erkan Petekkaya'ya.
Ben insanların kamera önündeki yani herkesin gördüğü hayatlarına değil, özel dünyalarına girmek, dokunmak isterim.
Çünkü insanı orada tanırım. Asıl zenginlik oradadır.
Saygısı, efendiliği, işine olan aşkı ve bilmediğimiz başka bin türlü özelliğiyle bir güzel insan daha tanıdım bu şov dünyasında. Bu da benim mesleki zenginliğim işte...