Baharın gelmesiyle birlikte kadınların savaşı başladı. Bugünlerde kadınların yüzde 90'ının derdi ortak: "Bir an önce fazla kiloları vermeliyim, selülitlerden kurtulmalıyım, göbek çevremi inceltmeliyim, iyi olmalıyım, fit görünmeliyim."
Cilt bakımı için gittiğim Akatlar'daki High Care'de randevu defterine bakıyorum, full. İşte, bu yaza merhaba etkinlikleri sürerken birdenbire karşımıza Sibel Can çıkmasın mı?
"Ben sanat dünyasının Kaşıkçı Elması'yım" diyerek incecik haliyle demeçler vermesin mi?
KİLO DEDİĞİNİZ NEDİR Kİ?
Şimdi kimi görsem "Sahiden o kadar zayıflamış mı?" diye soruyor.
Nereden bileyim? Telefonda konuşuyorum ama her gün de Sibel Can'ı görmüyorum ki!
Ama sadece kadınlar mı?
Erkekler de Sibel'in fotoğraflarını çok dikkatli inceledi. Önce "Güzel" diyorlar, sonra da "Ama çok photoshop var değil mi?" diye soruyorlar. Evet, fotoğraflarda photoshop var.
Biraz abartılmış, vücut orantılarına aykırı bir durum oluşmuş.
Ama artık kimse normal fotoğrafla çıkmıyor medyaya. Çünkü bu bir illüzyon.
Yarattığınız illüzyon ölçüsünde varsınız!
Şimdi bütün kadınlar "Sibel Can zayıfladı mı, zayıflamadı mı?" diye konuşuyorsa ve Sibel Can her yıl bu mevzu ile konuşturuyorsa amacına ulaşmıştır zaten.
Ayrıca kilo vermesinden çok, Sibel Can'ın her defasında Pollyanna iyimserliğiyle hayata dört elle sarılmasına ve bu ruh halini hiç kaybetmemesine bayılıyorum ben.
Yoksa kilo dediğiniz nedir ki? Altı ayda verdiğinizi altı günde geri alırsınız.