Aynı hafta içinde iki ünlü futbolcu iki ciddi trafik kazası geçirdi. Beşiktaş'ın genç yıldızı Muhammet ve Fenerbahçe'nin milli futbolcusu Caner kendi otomobilleriyle kaza yaptı. Neyse ki her iki kazada da can kaybı ve önemli bir yaralanma meydana gelmedi.
Adettendir; futbolcu adam, en kral spor otomobile biner, gazladıkça gazlar. Bu sadece bizim futbolculara özgü bir durum da değil üstelik. Hatırlayın, Beşiktaş'ın transfer ettiği dünya yıldızı Gutti, yöneticilerle karşılıklı kadeh kaldırdığı bir gecenin sonunda otomobiliyle ters yöne girip belediye otobüsüyle kafa kafaya çarpışmıştı. Benzer olaylar her futbol sezonunda en az dört kez yaşanıyor. Çünkü futbolcu, 'hızlı yaşamayı' seviyor.
Olayı, 'Zenginler, gençler, imkanları var, kanları kaynıyor; ne yapsınlar?' klişesiyle kapatmak, işin kolay tarafı. Onlar kendi canlarını ya da kariyerlerini önemsemiyor olabilirler ama futbol artık sadece futbol topundan ibaret değil; kocaman bir ekonomik sektör. Futbolcular da kulüpler için birer yatırım aracı. Bu nedenle onları koruyup kollamak öncelikle kulüplerin görevi olmalı.
Ben yönetici olsam, sezon içinde futbolcuların sadece kulüp tarafından görevlendirilmiş özel şoförlü araçlara binmelerine izin verirdim.
Gece yarısı otobanda sürat yapıp otomobilini parçalayanlara ise görüp görebilecekleri en büyük para cezasını keserdim.
Doğrusu çok merak ediyorum; Muhammet ile Caner, kulüplerinden herhangi bir ceza aldılar mı...