TAM da futbola küsmek üzereydim; nihayet bir futbolsever olarak bana futboldan çok daha fazlasını yaşatan bir derbiye tanık oldum. Yöneticisinden teknik direktörüne, futbolcusundan hakemine iliklerime kadar futbola doyduğum Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi için emeği geçen herkese minnettarım. Ama en çok da iki teknik direktör Ersun Yanal ve Biliç'e...
Takımlarına her şeyden önce 'futbol oynamayı' aşıladıkları için... 'Oyun bozmayı' değil, 'oyun kurmayı' önemsedikleri için... 'Yediğinden bir fazlasını atmak' adına oyuncularını motive ettikleri için...
'Kontrollü futbol' saçmalığına prim vermeyip futbolun her şeyden önce bir 'temaşa' olduğuna inandıkları için...
Derbinin tek kötü görüntüsü; Meireles'in, rakibinin baldırında bıraktığı krampon izinin ardından oyundan atılmasıydı. Bu oyuncunun daha önceki çirkinliklerini görüp 'Gönderin bu adamı' diye yazmıştım. Sağolsun; hem attığı vahşi tekmeyle, hem de en kritik maçta arkadaşlarını eksik bırakmasıyla beni bir kez daha haklı çıkardı...