ABD'li talk show yıldızı Conan O'Brian, sunucusunu konuk edip sohbet etmese, Drunk History adlı programdan haberim olmayacaktı.
olmayacaktı.
ABD'de kablo üzerinden yayın yapan Comedy Center'da yayınlanan Drunk History, adından da anlaşılacağı üzere gerçek sarhoş hikayelerini anlatıyor.
Amerikalılar'ın alkole düşkünlüğü malum.
Program ekibi, çoğu ünlü olan 'hedeflerini' belirleyip ev röportajı için randevu alıyor. Röportaj öncesi 'rahatlamak'(!) için birkaç kadeh içiliyor.
Kayıt sırasında da şişeler devrilmeye devam ediliyor. 'Hedef' iyice kıvama(!) gelince, asıl röportaj başlıyor. (Muhtemelen o kafayla bir de yayın için onay alınıyordur...) Sonra ver elini yakası açılmadık sırlar, pazara çıkan iplikler, ortaya serilen kirli çamaşırlar, ilk kez gün yüzüne çıkan mahrem anılar...
Aslında televizyon yayıncılığı açısından 'etik' bir davranış olduğu söylenemez tabii ki. Bir insanın zaaflarından yararlanmak, onu en savunmasız haliyle görüntülemek; ahlaki değerlerle bağdaşmıyor.
Ama orası televizyonun anavatanı Amerika...
Pek çok değer, 'reytingden' sonra geliyor.
Peki böyle bir program, içki kadehlerinin bile buzlandığı bizim ülkemizde yayınlanabilir mi? Asla! Ama bir de bardağın dolu tarafını görmeye çalışalım. 'Sarhoş Hikayeleri'ni ibretlik bir program haline dönüştürüp alkolün insanları nasıl maymun ettiğini anlatmak adına kullanabilir miyiz acaba?
Bazen 'göze sokmak', 'gizlemekten' çok daha etkin bir savunma yöntemi olabilir.
Bir program, bin kamu spotuna denk düşebilir.
Bence üzerinde kafa yormaya değer.