Eğer magazin programlarına meraklıysanız, eminim sizin de dikkatinizi çekiyordur: Programlarda 'yabancı magazin' köşelerinin hacmi giderek artıyor. Dünyanın ünlü şarkıcılarının, oyuncularının hayatına dair haber ve yorumlar giderek bu tür programların 'kurtarıcıları' haline geliyor.
Belli ki insanlar artık aynı yüzlerin aynı haberlerini izlemekten, okumaktan sıkılmış. Bodrum'daki iskelelere neredeyse sabit kamera kurup beach'leri 'stüdyoya' çeviren magazin medyasının 'rutinliği' herkesi bezdirmiş görünüyor. Bu nedenle artık 'farklı bir şeyler' söylemek lazım. Bunun da yolu, yüzünüzü Batı'ya çevirmekten geçiyor. İletişim teknolojisinin gelişmesiyle dünyanın giderek küçülmesi, artık her yıldızı 'ulaşılabilir' kılıyor. Bu nedenle bizim insanlarımız da Rihanna'nın, Halle Berry'nin, Orlando Bloom'un yaşadıklarından haberdar olmak istiyor. Yani Hülya'nın kızı Zehra'nın peşinde koşmak yerine; yabancı dergi ve ajansları takip edip George Clooney'nin neden sevgilisinden ayrıldığını ve Como gölündeki malikanesinde inzivaya çekildiğini araştırmak reyting açısından daha 'verimli' olabiliyor.
Diyeceğim o ki, bu 'yabancı magazin' işine daha fazla yatırım yapılabilir. Sadece yabancı magazin yayınlayan bir program ekrana getirilebilir mesela. Hele Bodrum için ayıracağın 15 günlük harcırah yerine; Cannes'a, Miami'ye üç günlüğüne muhabir gönderip iki özel röportaj da patlattın mı...
Niye olmasın ki?