Ramazan temalı süt ürünleri reklamında; iftar topu patlatmakla görevli Topçu Hüseyin'in yaşamından bir kesit sunuluyor. Küçüklüğünden beri 'topçu' olma hayali kuran, askere giderken topçu olmayı uman ama kantinde görevlendirilen Hüseyin, mesleğinin zorluklarından bahsederken diyor ki; "Sabredemeyip 'Ne zaman patlatacaksın?' diye arayan bile var. E kolunda saat var kardeşim, baksana..."
Kimin işi kolay ki? Her meslek gibi 'iftar topçuluğu' da zor olsa gerek. Ama şu sıralar bulunduğum Altınoluk'ta iftar dakikalarında bir başka zorluk yaşanıyor. Çünkü iftar topu, meskun bir mahalde, limanın ortasında ateşleniyor. Durum böyle olunca da özellikle küçük çocuklar ve durumdan habersiz turistler, 20-30 metre ötelerinde camları zangırdatarak patlayan top nedeniyle büyük korku yaşıyor. Bebeler korku içinde ağlamaya başlarken, zaten yabancı medyanın dolduruşuyla diken üstünde bulunan turistler, masaların altına girmeye filan kalkıyor.
Benim bildiğim iftar topu; kenti, kasabayı kuşbakışı gören, iskan bulunmayan tepelerde ateşlenir. Milletin kulağının dibinde değil!