ALİ-AYSUN KOCATEPE çiftini Şişli Kent Kültür Merkezi sahnesinde izleyince, bir kez daha müzikte kalitenin anlamını kavradım. Gösterilerinin ismini boşuna 'Müzikalite' koymadıklarını kanıtladılar. Zaten Müzikalite'nin içinden 'ali'yi çıkartınca, geriye sadece 'müzikte' kalmıyor mu?
Ali-Aysun Kocatepe çifti; müzik tarihimize damga vurmuş şarkıları, öyküleriyle beraber sahneye taşıdı. Son derece ilginç anekdotlar vardı. Örneğin; Saadettin Kaynak'ın hepimizi fıkır fıkır oynatıp göbek attıran 'Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece' şarkısının gerçek hikayesi gibi... Meğer ünlü bestekar, bir gece rüyasında Peygamber Efendimiz'i (S.A.V.) görüp onunla uzun uzun sohbet etmiş. Ertesi gün uyanınca da, ona duyduğu derin aşkı ve muhabbeti bu eser ile ifade etmiş. Oysa benim gibi pek çok kimse; bu son derece oynak şarkıyı, sevgiliye yazılmış bir aşk bestesi sanıyor. Öyküyü Ali Kocatepe'den dinledikten sonra şarkıya tempo tutmaya bile utandım. Vallahi artık beni kimse bu şarkıda oynatamaz!
Asıl gösteri ise kulisteydi. Hıncal Uluç espri güdümlü bir hışımla kulise dalıp Ali Kocatepe'ye "Gözümün içine baka baka yalan söylemeye utanmıyor musun?" demesin mi? Ali Kocatepe, az önce sahnede Nükhet Duru'nun turnesi için 'gerekli' şarkıları yazıp gönderdiğini anlatmıştı.
Uluç'un ifşaatları ise haber niteliğindeydi: "Ali, şarkıları 45'lik yapmış, bana getirdi. Ben de 'Sen söyleme, sadece beste yap' deyip iki şarkıyı da Nükhet'e gönderdim. Şarkılar ondan sonra patladı. Neymiş efendim; Nükhet Duru, Anadolu turnesi yapacakmış da, yeni besteye ihtiyacı varmış... Sen bunları benim külahıma anlat. Bir de gözümün içine baka baka 'Hıncal da şahit' demiyor mu? Pes!"
Ve ondan sonrası kahkaha tufanı...
Bu arada Şişli'nin köhneleşmiş Kent Sineması'ndan dört başı mamur kültür merkezi yaratan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e bir sanatsever olarak şükranlarımı sunuyorum.