Tüm iyi niyetimle kendimi zorladım, TRT 1'in yeni dizisi Osmanlı Tokadı'nı sonuna kadar izlemek için. Ama her geçen dakika daha çok zorlandığımı hissettim.
Dram deseniz değil, komedi deseniz hiç değil. Dönem dizisi ile aktüel dizi arasında sıkışmış, belgesel/ dramadan esinlenmeler taşıyan bir garip fantezi olup çıkıvermiş.
Oysa dizi için adeta bir 'rüya takımı' kurulmuş. Mazhar Alanson, Akşemseddin'i oynamamış da sanki üzerine giyivermiş. Belli ki bizim 'Sufi' Alanson, oynadığı karakterden büyük keyif almış.
İsmail Hacıoğlu yine o bildiğiniz müthiş profesyonel. Uğur Çavuşoğlu kendini aşmış, Alper Kul neredeyse tüm hikayeyi sırtlamış...
Ama... Ama'sı çok...
'Tarihten ders alalım' derken; dizi, gerçekliği gölgeleyen aşırı bir didaktik (öğretici) görev üstlenmiş.
Belli ki prodüksiyon için çok emek ve para harcanmış. Özellikle dönem sahneleri için hiçbir fedakârlıktan geri durulmamış. Yine de işin 'ruhu' eksik kalmış.
Osmanlı Tokadı, bir Muhteşem Yüzyıl'a yaklaşmış, bir Harem'e...
Gelin görün ki, ikisi de olamamış.
Bu arada İsmail Hacıoğlu'nun Fatih Sultan Mehmet'i canlandırdığı sahnelerdeki bıyığı öyle 'emanet' duruyordu ki, ilk rüzgarda uçacak gibiydi. Sen, tarihi sahneler için koca plato kur ama bir bıyığı tutturama... Olacak iş değil!
Ne yalan söyleyeyim, ben Osmanlı Tokadı beklerken karşımda Osmanlı Fiskesi bile bulamadım...