YAKINDAN KUMANDA okurlarının en büyük özelliği detaycılıkları... Öyle ki, toplumun çok geniş bir kesimi tarafından beğeniyle izlenen yapımları bile kıyasıya eleştirebiliyorlar. İşte Güneş Dermenci'den harika bir Şubat yorumu:
"Sevgili Yüksel Aytuğ, uzun bir aradan sonra tekrar merhaba, yazmıyordum ne zamandır size, siz nasılsa benim her düşündüğümü yazıyorsunuz ve ben hislerime tercüman cümleleri okuyup rahatlıyorum diye...
İçimde bir süredir uyumakta olan 'Yakından Kumanda lojistik destek subayı'nı uyandıran; Şubat dizisi... Daha doğrusu dizinin 'acar muhabiri' Yağmur karakteri...
MUHABİR GÖZÜYLE
Yüksel Bey, üç sene İzmir'de yerel televizyonlarda muhabirlik yaptım.
Gerek kendi çalışma ortamımdan, gerek ulusal basında gıptayla izlediğim meslektaşlardan az-çok bilirim haberciliğin ne denli ciddi bir ekip işi olduğunu, zor çalışma şartlarını, mikrofon ve kameranın hazzını ve yüklediği sorumluluğu, emeklerini karşılamayan komik ücretlerin kırdığı şevkini onarmanın zorluğunu... Gerçi kime söylüyorum, muhabirliğin her halini en iyi bilenlerden ve bunu köşesine taşıyanlardan biri de sizsiniz.
Ben çok severim ekranda muhabirlerin, televizyoncuların ve onların çalışma ortamlarının içinden geçtiği işleri... Şubat da bunun için dikkatimi çekmişti.
Bir heves oturdum karşısına, taa ki, topuklu ayakkabıları, ful makyajlı suratı, yapılı saçlarıyla; İstanbul'un yeraltı dünyası tabir edilen mahallinde arz-ı endam eyleyen 'acar' televizyoncu Yağmur'u görene kadar!!
LOLİPOP MİKROFON
Hangi hallerini desem ki size gözüpek muhabirimizin?
Kendine siper ettiği kameraman arkadaşının omzuna dayadığı fotoğraf makinesiyle, üstelik flaşını patlata patlata yeraltı dünyasının 'karanlık' tiplerini aydınlatma hevesini mi?
Son model bir arabayla (yine şartlarımıza istinaden) güpegündüz, o kadar açık bir şekilde, önceki gece o fotoğraf olayının devamında hem çantasını çalıp hem de hırsızın peşinde koşan kameraman arkadaşını bıçaklayanın da aralarında olduğu tehlikeli kalabalığa, 'Alice Harikalar Diyarında' kostümü ve saçı makyajıyla sırıta sırıta yaklaşıp 'Siz çete misiniz, ne yiyorsunuz, nereden giyiniyorsunuz?' diye sormasını mı?
Arkadaşının 'Gidelim' demesine rağmen 'Kayıtta kal' demesini mi?
Bitmedi...
Acar muhabirimiz, yerde gördüğü cesedin katilini Şubat ilan edip, feci halde dayak yiyen arkadaşının objektifine, katilin yanında korkusuzca bir duruş sergileyerek hiç de objektif olmayan ifadelerle yaptığı anons hemen yayınlandı! Polislerin Şubat'ı yakalamak için gittiği hastaneye kendisinin ve 'lolipop misali' tuttuğu mikrofonunun alınmaması üzerine, 'Muhabirim ben, olay yerini inceleyeceğim' dedi.
Bu nasıl bir ifade tarzıdır böyle?
HEPSİ FANTEZİ
İzlerken, tabir-i caizse, hop oturup hop kalktım yerimde. Elbette biliyorum bu bir dizi, Yağmur da bir dizi karakteri, anladınız bence Yüksel Bey siz benim hassasiyetimi!..
Öğrendim ki, Leyla ile Mecnun'un yapımcılarının imzası varmış Şubat'ta, 'Fantastik drama' türünde demişler yorumlarda... "Dizinin fantastik ayağını 'Acar Muhabir Yağmur' oluşturuyor demek ki" dedim bunu okuyunca, ya da ben kıvıramamışım bu işi hakkınca!
Rahatladım vallahi size yazınca!
Bu arada söylemeden mailimi sonlandırmak istemedim, yıllar önce Ebru Şallı'nın programına katıldığınızda, 10 şanslı isim arasına girmemle kitaplığımı ve beni onurlandıran 'Aşk Tedavülden Kalkmadan' isimli kitabınız, ismime hitaben imzalı ilk sayfası -ve tabii ki mısralarıyla- hâlâ en kıymetlilerim arasında... Sevgilerimle..."
