Ne sevimli program ismi değil mi?
Sanki stüdyodan değil de ilkokul okuma kitabından fırlamış gibi...
Öncelikle sevgili Ayşe Özyılmazel'e ve değerli kardeşim Alişan'a, Star'da dün izleyici ile buluşan yeni programlarının hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bilirim ki ne kadar özenseniz, ne kadar çalışsanız da ilk program zordur. Bu nedenle ilk yazıda ciddi yorumlardan uzak kalıp iyi temenniler sunmak en iyisi.
Bir kere her ikisinin de ekran enerjisi çok pozitif... Ayşe'nin heyecanını gidermek için ekstra performans harcamak zorunda kalan Alişan'ın işi bir kat daha zordu ama üstesinden geldi.
'ZOR' BİR KONUK
En büyük handikapları ise daha ilk programlarında Bülent Ersoy gibi 'zor' bir konuğu ağırlamalarıydı. Ama Ersoy, her ikisine de duyduğu samimi sevgi ve saygı nedeniyle sunuculara elinden geldiğince yardımcı olup işlerini kolaylaştırdı.
Bu arada Ersoy'un kıvrak zekasına hayran olmamak da elde değil. Programın başında yönetmen Ayşe Ersayın'a düzdüğü övgülerle 'resim kalitesini' garantiye aldı! Sonra 'En iyi savunma hücumdur' anlayışından hareketle, sunuculardan önce davranarak onların özel hayatlarıyla ilgili sorular sordu; sıkıştırdı.
KOT FARKI OLDU
Programın en büyük görsel sıkıntısı, oturma pozisyonlarıydı. Alişan ile Ayşe yüksek taburelere iliştiler. Ersoy ise yarım metre aşağıdaki 'tahtında' oturunca ortaya ciddi bir 'kot farkı' çıktı!
Geçen haftayı gözyaşları içinde geçiren Ayşe için seçilen açılış şarkısı ise pek anlamlıydı: 'Her ayrılık bir vurgun, değmeyin gözyaşlarıma. Benden selam söyleyin bütün aşklarıma...'
Programın en konuşkan ismi ise, kulisten havlama sesi duyulan Ayşe'nin sevimli köpeği Mini'ydi...