Geçen hafta, Saba Tümer'in programındaki görüntülerinden yola çıkarak 2.51'lik boyuyla Guinnes Rekorlar Kitabı'na giren Sultan Kösen'in 60 numara ayakkabı ve çorap bulamadığını, başı tavana değdiği, kapılarından geçemediği evinde ve bacaklarını sığdıramadığı yatağında adeta işkence gördüğünü yazmıştım.
Sağ olsunlar, yardımsever halkımızdan mesaj yağdı.
İçlerinde, üzerinde Sultan'ın isminin yazılı olacağı 60 numara çorap hazırlamak ve ömür boyu onun çorap sponsoru olmak isteyen firmalar bile vardı.
Bu haberin gündeme gelmesini sağlayan ise Show TV'nin başarılı muhabiri Alper Ateş'ti.
Yaptığı müthiş röportaj, hepimizin vicdanını harekete geçirmeye yetti. Ama Alper bununla da yetinmedi, Sultan'ın Mardin'deki köyüne gitti.
Oradaki evini ve yaşam şartlarını da görüntüledi.
Durum diğer evden daha vahimdi. Sultan elektrikli soba ile ısıtılan ilkel banyoya girmek için adeta sürünmek zorunda kalıyordu.
Evin geçimini sağlayacak kimse de yoktu. Alper, günümüz habercilerinin en büyük eksiği olan 'fikri takip'in en güzel örneklerinden birini vermiş, işin ucunu ta Mardin'e kadar takip etmişti.
Sevgili Alper ile bu yola baş koyduk. Televizyon dünyasının bugüne kadar hep hor kullandığı Sultan'ı gerçekten 'sultanlar gibi' yaşatabilmek için o televizyon ekranından, ben gazete sütunlarından konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz.
Bir konunun abartılmasını engellemek için "O kadar da uzun boylu değil" deriz ya, bu seferki o kadar uzun boylu; inanın...