Enver Yıldırım adlı okurumuz, Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde yer alan bir sahneden yola çıkarak geçmiş günlere duyduğu özlemi dile getirmiş:
"Sevgili Yüksel Bey, çocukluğum Tarlabaşı Beyoğlu bölgesinde geçti. 1979-80 yıllarıydı. 1 Mayıs, güzel bir bahar günüydü. İşçiler, öğrenciler, solcular; Tarlabaşı Bulvarı'nda yürüyüş yapıyorlardı...
11 yaşlarında bir çocuktum. Etraftan bağrışmalar, slogan sesleri sokağımıza kadar geliyordu. Ben evin bodrumuna patinajımı (scooter'a benzeyen, tekerlekleri bilye rulmanlı, tahtadan yapılmış bisiklet türü bir araç) almaya inmiştim.
İki genç, ağızları burunları kan içinde ve korkmuş bir halde kömürlükte saklanıyorlardı. 'Çocuk, kimseye bir şey söyleme' dediler. Evden su getirdim onlara, evin önünde oynamaya devam ettim. Polisler, askerler yürüyüşten kaçanları arıyorlardı. Hiçbir şey belli etmedim. 2-3 saat sonra kaçıp gittiler.
ÇOK BENCİL OLDUK
Geçen akşam Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisini izlerken muhasebeciyi vuran adamlar gittikten sonra bütün mahalle toplanıp yaralıya yardım etmeye koştuklarında fark ettim ki; günümüzde olsa o olay, kimse evinden çıkmaz, saklanırdı. Herkes görmemezlikten gelirdi.
Öyle bir geçti ki zaman; bencil, sevgisiz, sadece kendini düşünen bir toplum olduk ne yazık ki. Sevgiyle kalın..."