İsminİ vermek istemeyen bir okurumuz, dizilerde hastalık konuları işlenirken, senaristlerin ekran başında o hastalıkla mücadele eden kişiler bulunduğunu asla akıllarından çıkarmamaları gerektiğini belirtiyor:
"Yüksel Abi merhaba,
Az önce Koyu Kırmızı dizisinin tekrarını izledim. Evet, dizi çok sarıp sarmalamadı beni ama bu diziyi izlemeye devam edeceğim ağabey. Anneannesini ve dayısını böbreklerinin iflas etmesi sonucu kaybetmiş biri olarak izleyeceğim. Bu dizi madem böbrek hastalarıyla ilgili bir konu işliyor, o hasta kız ölmemeli abi.
Ülkemizde yaşayan ve muzu, çekirdeği geçtim, kana kana içebileceği bir bardak su yerine buz çiğneyen insanlara umut olmak amacıyla yurt dışında falan da değil, Türkiye'de tedavi olup yaşamalı. İçimde yara olmuş bu konuyu benim ağzımdan yazma ağabey.
Zira annem de şu an bu hastalıkla savaşıyor ve diziyi az önce gözyaşlarıyla izledi. 'Bir paket çekirdeğe hasretiz' diye diye iç çekerek. Ailenin güçlü oğlu olarak ağlayamadım yine. Ailece yazılarınızı okuduğumuz için ismimi görüp durumumu anlamasını istemem. Ama köşende yer vermek istersen düşüncelerimi 'annesine tapan bir evlat' diye yazman beni sevindirir.
İyi çalışmalar abi..."