Haberlerde siz de mutlaka izlemişsinizdir. Japonya'da ilköğretim öğrencileri müthiş bir kampanya ile Van depremi için 601 bin lira toplayıp Türkiye'deki kardeşlerine göndermişler. Ama bununla da yetinmemişler.
Yardım organizasyonu sırasında; öğrenciler bir araya gelip Dağ Başını Duman Almış marşını okumuşlar. Hem de ne okumak? Tek bir sözcüğü atlamadan, tek bir notayı yanlış basmadan, büyük bir ciddiyet, saygı ve içtenlikle...
8-9 yaşındaki Japon çocuklarının; sadece birkaç gün çalışarak mükemmel bir şekilde okudukları marşı dinleyince, bizim lig maçları öncesinde hep bir ağızdan bir türlü doğru dürüst okuyamadığımız İstiklal Marşı geldi aklıma ve bir kez daha üzülüp mahcup oldum. Hatırlayın; aynı Japonlar, daha deprem duyulur duyulmaz Tokyo'daki Türk Büyükelçiliği'nin bahçesine konulan yardım kutusuna 'gizlice' para zarfları bırakıp kimlikleri belli olmasın diye kaçarcasına uzaklaşmışlardı.
Yardım aynı zamanda empati, içtenlik ve zarafet de gerektirir. Onlar yardım ederken, gönül kırmamayı öyle iyi beceriyorlar ki... Sadece para toplayıp göndermeyi yeterli bulmuyorlar.
Samimiyetlerini dile getirmek için toplanıp, bir Türk marşını 'hakkını vererek' okuyup CD'sini paranın yanına iliştiriyorlar.
Haber, ekranlara "Teşekkürler!.. Biz de sizi seviyoruz" manşetiyle düştü. Ama aynı bültenin ilk haberinde; Van depremzedelerine yardım için ülkelerinden kalkıp gelen Japon yardım ekibinden iki kişinin otel enkazı altında kaldığı ve birinin hayatını kaybettiği duyuruluyordu.
Evet biz de sizi seviyoruz... Ama Türk usulü...