Show'un yeni dizisi Karadağlar'ı beğendim. Her şeyden önce sinema diline aktarılması zor bir edebiyat klasiği olan Karamazof Kardeşler'den bir televizyon dizisi çıkarmaya çalışmak cesaret işi... Diziye, romanda olmayan üç karakterin katılması riskine rağmen ilk bölümde bu işi kıvıracakları umuduna kapıldım. Tek handikapları, hafta ortası geç saatte yayına giriyor olmaları... Erdal Özyağcılar bu kez bambaşka bir karakterle karşımızda. Öyle geniş bir oyunculuk yelpazesine sahip ki, onu her savuruşunda yüreğimizi ferahlatmayı başarıyor. Komediyse komedi, dramsa dram... Verin Erdal Ağabey'e oynasın... Yazın, yaşatsın... Dizinin en büyük sürprizi ise Erdal Özyağcılar'ın bu kez eşi Güzin ve kızı Zeynep Özyağcılar ile beraber kamera karşısına geçmiş olması. Özellikle Zeynep'i Nazlı rolünde son derece başarılı buldum. Bu köşede yanına 'tik' attığım iki genç oyuncu İbrahim Çelikkol ve Rıfat Şungar'ın başarılı oyunculuklarından ise -bana da ne oluyorsa- kendime pay çıkarttım. Aslında diziyi keyifle izlememin en büyük nedenlerinden biri de yaz aylarını geçirdiğim o muhteşem Kazdağları'nı, Edremit'i ve Yeşilyurt Köyü'nü mesken tutmuş olması. En büyük korkum ise dizi yüzünden benim bakir cennetimin istilaya uğrayıp hırpalanması... Yok, yok, siz o muhteşem görüntülere aldanmayın. Onlar dekor!..