Yazarlığını, fotoğrafçılığını, kolleksiyonerliğini ve mükemmel arşivciliğini bilirdim de, Atilla Dorsay'ın bu kadar iyi bir şair olduğunu bilmezdim. Usta'nın ilk şiir kitabı Dönme Dolap, festival sırasındaki arkadaşım, rehberim oldu. Şiirleri, Dorsay'ın yazılarındaki nahifliğin sağlam bir edebi altyapıya dayalı olduğunun belgesi gibi. Atilla Ağabey, Türkan Şoray'a hayranlığını anlatan bir şiir de yazmış... Hem de nasıl içten, nasıl sıcak, nasıl kibar dizelerle... O da ben ve diğer milyonlarca kişi gibi Şoray'ın gözlerinde kaybolmuş belli ki. Şöyle diyor üstat, Sultan'ın Gözleri şiirinde: "O sonsuzluk içinde yitip gitmek hevesi/ Her erkeğin aklını başından alacak mı? / Bu sonsuz maceraya atılmak neyin nesi? / Ne ölümün nefesi, ne yaşamın gamı..." Dayanamayıp, eşi Leman Hanım'a sordum, bu satırları kıskanıp kıskanmadığını... "Hayır, kıskanmadım, o kadar iyi tanıyorum ki ben Atilla'yı" dedi. Ve ekledi: "Siz Atilla'dan ziyade kızımızın (Ece) Mor Rüya adlı şiir kitabını okumalısınız. Atilla zaten onu kıskanıp da şiir kitabı yazdı..." Eşi Atilla Ağabey'i kıskanmamış olabilir ama ben bir şair müsveddesi olarak Usta'nın kitabını çok kıskandım...