Mecit Beştepe'yi çok eskiden tanırım. Televizyon dünyasının en fazla çile çekmiş emektarlarındandır. Şimdilerde atv'deki Adem Gürses ekibinin temel yapı taşlarından. Aynı zamanda "Türkünü Söyle"nin genel koordinatörlüğünü yapıyor. Cumartesi gecesi programdan sonra Mecit'le aynı araçta eve dönüyorduk. Yönetmenliği sırasında yaşadığı birkaç olayı anlattı, ağzım bir karış açık kaldı. İşte onlardan biri: Mecit Beştepe, yıllar önce Star'da yayınlanacak Beşiktaş- Denizlispor maçının canlı yayın yönetmeni. Maça üç saat kala aldığı haberle beyninden vurulmuşa dönüyor. Teknik ekipten 80 kişi Kanal 6'ya transfer olmuş. Ortada ne kameraman var, ne resim seçici, ne de başka bir eleman... Mecit, kablo ve malzeme taşıyan 4-5 genci karşısına alıyor, "Bu maçta siz kameramanlık yapacaksınız" diyor. Kameraların netlik ve diyafram ayarlarını işi kurtaracak bir ortalamaya getirip, sabitliyor. "Siz" diyor, "Sadece topu takip edin, yeter..." Maç başlıyor. Henüz 10'uncu dakika... Mecit, intercom'dan saha kenarındaki kameramana direktif veriyor: "Beşiktaş'ın iki nu- marasını kovala..." Amacı, kanat akınında bu futbolcunun daha yakın bir görüntüsünü elde etmek. ("Recep" demiyor, çünkü çakma kameramanın, Beşiktaşlı Recep'i tanımayacağını biliyor. O nedenle "Beşiktaş'ın 2 numarası" diyor) O sırada genel plan görüntüsü veren pilot kameranın monitörüne bakıyor ki, ne görsün? Delikanlı, kamerayı bırakmış, taç çizgisine paralel, Recep'in arkasından koşuyor... Mecit, o anı şöyle anlattı: "Kafamda yarınki gazetelerin manşetleri belirdi: 'Star kameramanı maç sırasında Recep'e saldırdı...' Düşünebiliyor musun çıkacak rezaleti?.." Neyse ki görevli saha komiseri, kameramanı beline sarılıp, durduruyor. Devre arasında mahcup kameraman, yönetmen Mecit Beştepe'ye "mazeretini" şu sözlerle ifade ediyor: "Ah be abi, bırakmadı ki o....u çocuğu, yakalayayım o 2 numarayı..." Hele UEFA yetkililerini atlatmak için stat tuvaletinden yapılan bir canlı yayın ve reklam bandını maça yetiştiren bir motosikletli polis öyküsü var ki, akıllara zarar... Eee, artık bizim Mecit'e bir anı kitabı yazmak şart oldu. Haydi ismi de benden olsun: Magic Mecit'in Maceraları...