Var mısın Yok musun, bu kez "Ramazan pidesi" kıvamında. Sadece 50 program... Bir görünecek, bir kaybolacak... Belli ki Show'cular Ramazan için Acun'a yine "Yetiş ya Hızır" demişler. Anladığım kadarıyla Acun, Amerika'yı yeniden keşfe çıkmamış. Daha önce tutmuş bir "cast"ı başka isimlerle yeniden ekrana sürmüş. Yine bir yabancı var. Ama bu kez Afgan değil, Güney Koreli. Bir de İtalyan Toni'nin muadili bir arkadaş var, İspanyol Marc... Hesap uzmanı Furkan'ın yerini bu sefer Muhasebeci Hakan almış. İhtimalleri hesaplayıp, duruyor. Bilmiyor ki kapalı kutudaki şansın istatistiği olmaz, çaba beyhude... Bir yaşlı ablamız var. O da "Nilgün Abla"nın dublörü gibi. Yine fanatik bir futbolsever ekranda. Adı Harun. Ertan gibi o da fanatik Bursaspor taraftarı. Ayrıca Ertan'a da ikizi gibi benziyor. (Bu arada ıssız adadaki Ertan, hâlâ Fenerbahçe'nin lig şampiyonu olduğunu sanıyormuş. Gezegende takımının şampiyon olduğunu bilmeyen tek Bursaspor taraftarı o) "Selami Amca" ise grubun yeni neşe kaynağı. Ve yine yakışıklı erkekler, güzel kızlar... İlk programda yarışmacılar öyle iddialı yorumlar ve tahminler yaptılar ki, onlara inanan Tuğçe neredeyse yarışmadan 200 lira ile ayrılacaktı. Neyse ki son anda kendi şansına inanıp, kutusuna gitti de 40 bin lirayı kurtardı. Bazı yarışmacılar daha ilk günden dikkati çekmek, öne çıkmak ve "Acun'un sihirli tılsımından nasiplenmek" için keskin yorumlara giriştiler. Ama ekranda şov yapacağım diye yarışmacının kaderini etkilemek, büyük sorumluluk. Bu vebal; şöhretle, parayla, pulla ölçülmez. Aman dikkat! Programın başında şimdilerde "Survivor"da yarışan geçen yılki "Var mısın Yok musun"cuların halleri ekrana geldi. Bir yıl önce nasıl da "sevgi yumağı" oluyorlarmış... O yumak şimdi adada "demir gülleye" dönmüş durumda. Ben Acun'un yerinde olsam, o görüntüleri adadaki yarışmacılara izletir, hatırlatırdım. Yüzlerinin alacağı şekli de "yakın plan" ekrana getirirdim!