Maç yayınlarının sayısı arttıkça, daha fazla gözlem yapma şansım oluyor. Pek kimse farkında değil ama teknik direktörler arasında da bir "moda yarışı" sürüyor gibi. Eskiden eşofman kuşanıp, saha kenarına gelen teknik direktörler, şimdilerde adeta gönüllü birer model gibi ünlü firmaların son kreasyonlarıyla "şıklık ligi"nde de zirve mücadelesi yapıyorlar. Ben magazinci dostlarımın yerinde olsam, ünlü modacılardan bir jüri oluşturup, "Teknik Direktör Modası"nı sayfalarımda ya da programlarımda detaylarıyla irdelerdim. Benim listemde ise Fatih Terim ile Mustafa Denizli başı çekiyor. Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un hocası Abdullah Avcı, giydiği birbirinden şık paltolarla sadece benim değil, ünlü şovmen Beyazıt Öztürk'ün de dikkatini çekmişti. Beyaz, katıldığı bir spor programında Avcı'nın giydiği paltoyu çok beğendiğini söylemiş, ünlü teknik direktör de bir hafta sonra o paltoyu hediye olarak Beyaz'a göndermişti. Denizli'nin genç hocası Hakan Kutlu'yu da rahatlıkla listeye ilave edebilirim. Dünya klasmanında ise Barcelona'nın teknik direktörü Guardiola'yı listenin başına yazarım. Modayı çok yakından takip eden Guardiola, saha kenarında kendine ayrılan bölümü adeta bir podyum gibi kullanıyor. Daha önce ünlü giyim firmalarının katalog çekimlerinde mankenlik de yapan İtalyanlar'ın eski milli kalecisi Zenga ve geçen ay Türk Milli Takımı'nın başına getirilmesi planlanan Trapattoni de benim listemin ilk 5'ine mutlaka girer. "Stil sahibi olan teknik direktörler" arasında Arsenal'in menajeri Arsen Wenger'i de ihmal etmemek lazım. "En kötü giyinen teknik direktörler" listemdeki zirve sahibi ise asla değişmez: Galatasaray'ın hocası Frank Rijkaard!.. "Rüküşler" istemin ikinci sırası ise yıllardır Mirceau Lucescu'ya ayrılmış durumda...