Bugün yine Yakından Kumanda'ya okurların parmakları değiyor. Zira sizlerden gelen mesajların sektöre ivme kazandırdığına, kaliteyi teşvik ettiğine yürekten inanıyorum. Bilirsiniz, övgü mesajlarını yayınlamak hiç adetim değildir. Hatta mesajların içinden bu bölümleri özenle ayıklayıp, kalanını sizlerle paylaşmayı adet edinmişimdir. Ama bu kez Barış Cangir'in beni çok duygulandıran mesajını yayınlamadan edemedim. Zira bunlar; şiltlerden, beratlardan, heykelciklerden çok daha özel ve anlamlı meslek ödülleridir. İşte genç Barış'ın, gönlümde 30 karat yer tutan o pırlanta satırları: "Harikasın abi... Abi diyorum, mazur gör, çünkü o senin bize programında hissettirdiğin samimiyetten dolayıdır. Programın o kadar kaliteli ki, kişiliğini yansıtıyor adeta... Ben 20 yaşındayım, annem ise 52 ve ikimiz de çarşamba akşamları aynı tadı alarak izliyoruz Medyatik'i. Bir programın her iki kuşağa da hitap edebilmesi o kadar güzel bir şey ki... Aslında benim bu maili atma sebebim iyisin, güzelsin demek değil. Çünkü haddim değil bunları söylemek ama 'Yiğidi öldür hakkını ver' demişler, söylemeden de geçemedim... Asıl amacım sadece içimden gelen ufak bir şeyi paylaşmak istemem. Bir gün bir programında demiştin ki 'Benim üniversite sınavlarında ilk sıraya iletişim fakültesini yazmamda Uğur Dündar'ın etkisi, ona olan hayranlığımın etkisi çok büyüktü...' Ben belki iletişim okuyamıyorum, ki Türkiye'de hangi genç gerçekten istediği bölümü okuyabiliyor bu da ayrı bir konu... Her neyse, demek istediğim; sosyoloji okusam da, sana ve yaptığın işe olan hayranlığım, benim de televizyon sektörüne girmek istememdeki en büyük etken... Bunun için bu işle ilgili dışardan elimden geldiğince eğitim alıp, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bundan birkaç sene sonra Barış Cangir adında bir televizyoncu duyarsan, ki inşallah bu Pot 5 listende olmaz, umarım bu maili hatırlarsın. Bu sektörde bozulmadan kalmış kaliteli kişiliğinle her zaman örnek aldığım insanlardan biri olarak kalacaksın. Her şey gönlünce olsun abi, kendine çok iyi bak..." Eğer bir gün Barış Cangir'in imzasını taşıyan bir programı bu sütunlarda kritik etme onurunu yaşarsam, bu, hayatımın en büyük mesleki ödülü olacak.