Reyting listelerinde beni çok sevindiren bir gelişme var. TRT 1'in prime time kuşağında ekrana getirdiği belgeseller ilk 100 program sıralamasına girmeye başladı. Hani hep dalga geçerdik ya, "Sokakta mikrofon uzatılan herkes belgesel izlediğini söylüyor. Ama reyting listelerinde bir tek belgesel programına rastlayamıyoruz" diye... Bu "Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar" durumunun değiştiğini görmek çok sevindirici. Özellikle de günde 13 saat ekran karşısında "kirlendikten" sonra, her günün sonunda iki saat boyunca belgesel ekranlarında dolaşıp, "arınan" biri olarak yalnız olmadığımı görmek beni rahatlattı. Perşembe akşamı TRT 1'de yine muhteşem bir yabancı belgesel vardı. "Ganj" adlı olağanüstü yapım, Hindistan'ın ünlü nehri kıyısındaki renkli yaşamı siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan inceleyen, ama bunu yaparken de izleyenlere adeta bir fotoğraf sergisi dolaşıyormuşcasına görsel bir ziyafet çeken tarzıyla beni büyüledi. Öyle ki, "Aşk-ı Memnu" ve "Kurtlar Vadisi: Pusu"yu bile bana unutturdu. "Ganj"ı canlı olarak, diğer iki diziyi ise "banttan" (!) yani kayıtlardan izledim. Hep söylüyorum: TRT, dizi kulvarında özel kanallarla aşık atmak yerine kamu yayıncılığının gerekli kıldığı sorumluluğu üstlenip, vatandaşa cazip "alternatifler" sunmak için çaba harcasa çok daha iyi olacak. Bu nedenle TRT'nin prime time'da kaliteli belgesel uygulamasını yürekten destekliyorum.