Haber bazen gazetecinin kucağına düşer. Savaş muhabiri, sıradan bir habere yetişmek için uçağa biner. O uçak, korsanlar tarafından kaçırılır ve o anda yakaladığı haberle gazetecinin kariyeri değişir. Benim
"kucağıma düşen" haber, öyle kariyer değiştirecek cinsten değildi ama yine de önemliydi. Önceki akşam eski mahallemdeki çocukluk arkadaşlarımla yılda iki kez yaptığımız yemekli toplantılardan birindeydik. (Bizler şanslı nesildeniz. Şimdikiler "kanka" bellediklerini bile iki gün sonra unutuyor)
Yeşilköy'deki
Ayvaz Restoran birden hareketlendi.
DSP'nin eski lideri
Zeki Sezer, yanında dört kişi ile beraber gelip, yan masamıza oturdu. Yarım saat sonra bu kez yeni parti kurma hazırlığındaki
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül gelip, restorandaki herkesle tokalaşarak,
Sezer'in masasına oturdu. Biz bir saat sonra kalktığımızda,
Sezer,
Sarıgül ve beraberindekilerin hararetli konuşmaları devam ediyordu. Yan masalardaki özel konuşmalara kulak kabartıp, anında twitter dedikodusu yapanlardan olmadığım için kulağıma çalınanlar bende kaldı. Ancak masadan kalkarken,
Sarıgül ve
Sezer'le selamlaşıp, birbirimize hal hatır sorduk.
Sarıgül'e
"Tarihi bir ana tanıklık ediyoruz galiba sayın başkan" dedim. Gülerek onayladı.
"Evet Yüksel'cim, ilerki günler için çok büyük önem taşıyan bir görüşmeye şahit oldun..." Ayaküstü röportaj fırsatını kaçırmayıp,
"Bu görüşme, parti çalışmalarını hızlandıracağa benziyor" diye ağız aradım.
Sarıgül'den politik bir yanıt geldi:
"Elimizi çabuk tutuyoruz, hayırlısı..." Belli ki bu görüşme,
"Sezer, Sarıgül'ün partisine katılmak için mi DSP'den istifa etti?" sorusuna kesin bir yanıt verecek gibi. İzlenimlerimin ışığında rahatlıkla söyleyebilirim ki,
Sezer yeni partide son derece önemli bir koltuğa oturacak. E madem
"Yakından Kumanda Ana Haber Bülteni"ne soyunduk, devam edelim: Bir süredir
Çeliktepe civarında, başta
Kanyon'a çıkan alt geçit olmak üzere tüm duvarlarda kırmızı yağlıboya ile çala kalem yazılmış
"Çare Sarıgül" yazılarına denk geliyorum. Eğer bu yazıları gerçekten de
Mustafa Sarıgül'e gönül verenler ve ona oy vermeye hazırlananlar yazmışsa,
Sarıgül'ün işi çok zor. Zira bir kentte görev alan bir belediye başkanına yapılacak en büyük kötülük, onun çalıştığı şehrin duvarlarını, sözde onun adını yazarak kirletmektir. Böylesine
"şuursuz" bir tabanla
Sarıgül'ün yol alması imkansız. Yok eğer yazıları
Sarıgül muhalifleri kentin duvarlarına yazmışsa, bu siyasi komploya ancak
"Pes" derim...