Devler Ligi'nin sona ermesine bir futbolsever olarak üzüldüm. Zira bu sezon Turkcell Süper Lig'den alamadığım keyfi, bu maçlarda almıştım. Acun'u bu muhteşem organizasyon için peşin peşin kutluyorum. Programın reytingleri ile hiç ilgilenmiyorum. İsterse "sıfır" çeksin, umurumda değil. Zira beni futbolun seyir zevki açısından bu denli tatmin eden bir başka program daha olmamıştı. İnşallah turnuvanın ikincisi, üçüncüsü de yapılır. Zira Sergen'i, Tanju'yu, Boliç'i, Baliç'i, Nouma'yı ve özellikle de Hakan Tecimer'i seyretmeye doyamadım. Final maçı adeta Süper Kupa Finali gibiydi. Turnuvanın başında "en zayıf halka" olarak gösterilen ve ilk 5 maçını kaybeden Boliç ve Devler, finalde Nouma ve Devler'i adeta sahadan silerken, "takım olmanın" ne demek olduğunu gösterdiler. Kırmızı kartların havada uçuştuğu maç, baştan sona bir heyecan kasırgası gibiydi. (Tarık ile Bayram'ın kavgası, bu şahane turnuvaya yakışmayan tek görüntüydü) Bu arada Erman Toroğlu'nun neredeyse her maçta verdiği "hakemlik dersleri" de seminerlerde gösterilecek cinstendi. Hoca'nın son maçta avantaj kuralı uygulayarak attırdığı golü ayakta alkışladım. Eski Fenerbahçeliler'in, eski Beşiktaşlılar'ı yenerek kupaya ulaşmaları ise son lig maçında üzülen sarı-lacivertli camia için "teselli ikramiyesi" oldu.