Vallahi canlı yayında kendi ağzından duymasam, hayatta inanmazdım. Yavuz Bingöl, Sadri Alışık Tiyatrosu Küçük Sahne'de oynadığı "72. Koğuş" oyunundan gecede sadece 200 lira alıyormuş. Hülya Avşar'ın Habertürk'teki programında söyleyince, önce şaka sandım. Sonra "patron" Kerem Alışık da tasdik edince ağzım bir karış açık kaldı. Yavuz dedi ki; "Bir aydır sadece tiyatrodan kazandığım parayla yaşıyorum. Haftada dört oyun oynuyoruz. Ayda 3 bin 200 lira kazanıyorum. İyi para, Allah bin bereket versin. Geçenlerde biri benden 150 lira istedi, veremedim. Çünkü tiyatrodan kazandığım bu para benim için çok kıymetli..." Yavuz'un "gönül adamı" olduğunu bilmeyen yok. Belli ki tiyatroya da "gönülden" bağlı. Bu mütevazı haliyle Yavuz'un bendeki kıymeti 10 katına çıktı. Helâl olsun. Bu arada Hülya Avşar, neden sinema yapmadığına programda açıklık getirdi. "Son dönemde no name (isimsiz, tanınmamış) oyuncularla filmler yapılıyor. Sanırım daha az masraflı olduğu için. Ünlü yönetmenler bu isimlerle çalışmayı tercih ediyorlar. Bana da sürekli Kürt kadınını oynamam için teklif geliyor. Tam üç ayrı projede bana Kürt kadını rolü teklif edildi. Tabii hepsini reddetmek zorunda kaldım. Ne o öyle kör parmağım gözüne gibi..." Programda Hülya Avşar'dan bir de itiraf geldi. Yıllar önce sahnelediği tek kişilik oyununda bir gece sadece yarım saat sahnede kaldığını söyledi. Avşar, moralinin çok bozuk olduğunu, içinden gelmediği için tekstin yarısını oynamadığını, buna rağmen salondaki seyircilerin "yarım saatlik oyun için bile" kendisini ayakta alkışladığını anlattı. Pek çokları, Hülya Avşar'ın programını kıyasıya eleştiriyor. Hülya'nın "soru soramadığından" dem vuruyorlar. Hülya'nın son programı bana göre izlediğim en keyifli ekran sohbetlerinden biriydi.