Yıllardır İstanbul'un en ihmal edilen "anıtları" ağaçlarıydı. Kent, tarihine tanıklık eden asırlık çınar ağaçlarıyla bezeli olmasına rağmen, onlara gereken önem verilmediği için ya çürüyüp yıkıldılar ya da rüzgara kara mağlup olup, tarihe karıştılar... Salı gecesi Yaban TV'yi izlerken, eski bir "dostla" karşılaştım. Ne zamandır ziyaretine gidemiyordum. Oysa o benim üniversite yıllarında gölgesine sığındığım, altında ders notlarını ezberlediğim, hışırdayan yapraklarının senfonisi eşliğinde sevgilimin dudağına o ilk masum öpücükleri kondurduğum sevgili çınar ağacımdı. Beyazıt Meydanı'nın Sahaflar Çarşısı'na açılan bölümünde, Kütüphane'nin hemen yanı başında, gölgesiyle hem biz öğrencilere, hem de seyyar satıcılara evsahipliği yapan dev çınar ağacı "restore" edilmişti. "Ağaç da restore edilir miymiş?" demeyin. Ben de Yaban TV sayesinde öğrendim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, kentteki "anıt ağaçları" kurtarmak için müthiş bir çalışma başlatmışlar. Bizim emektar çınar ağacımızın ortasında çürüme nedeniyle kocaman bir kovuk açılıvermiş. Müdahale edilmediği taktirde birkaç yıl içinde devrilip, yok olması kaçınılmazmış. Ekipler, önce ağacın çürüyen kısmını temizleyip, dezenfekte etmişler. Sonra da paslanmaz çelikten bir hasırla tahkim edip, üzerini de ağaçla aynı renkte doğal bir macun ile doldurarak, hava, yağmur suyu ve zararlı organizmalarla temasnı kesmişler. Nasıl sevindim anlatamam. En kısa zamanda ziyaretine gidip, "protezli büyüğümün" yapraklarından öpeceğim...