Ülkede "dertli" ya da
"şikayetçi" olmayan televizyon izleyicisi yok gibi... Hem
"aptal kutusu" dediğimiz halde günde 5 buçuk saat önünden ayrılmıyoruz hem de her fırsatta kıyasıya eleştiriyoruz. Olsun. Eleştirelim. Eleştirelim ki; yapımcısı, yönetmeni, kanal yöneticisi, karşısında
"bilinçli tüketici" olduğunu idrak edip, gerekli özeni, duyarlılığı göstersin. Bugün kalem bir kez daha
"Yakından Kumanda" okurlarının elinde.
Deniz Kadaş adlı okurumuzun yazıp, bize gönderdiklerinin de sektörde mesai harcayanlara ışık tutacağını umuyorum. İşte bir seyirci isyanı daha: "Sayın Aytuğ, saçma sapan girizgâhlar yapmadan doğrudan konuya giriyorum. Aptal yerine konmaktan, kime ve/veya nereye anlatacağımı bilememekten sıkıntılıyım. 48 yaşında, İstanbul'da yaşayan (kısa bir süredir) ev kadınıyım ve maalesef TV izlemeye başladım. Tüm programlarda konuşulan dil Türkçe ise ben başka bir lisan konuşuyorum. Bu kategoriye ana haber programı muhabirlerinin de katılıyor olması ise beni gerçekten ürkütüyor. Çünkü çocuklar bu dili öğrenerek büyüyorlar. Görüntüleri anında kaydedebilmek için gerekli tekniğe sahip olmadığım ve düzeltemediğim için de ziyadesiyle üzülüyorum. Keşke sizler de yazılarınızın bazılarını, TV programlarınızın 3-5 dakikasını yanlış ve yanlış kullanılan Türkçe kelimelerin düzeltilmesi için ayırabilseydiniz. 'Maruz kalmak' ile 'mazur kalmak' arasındaki dağları birileri anlatmazsa 'insanlar konuşa konuşa...' diye bir şey kalmayacak yakın gelecekte. Kurtlar Vadisi'nin seyirciyi kötü etkilediğini düşünenler belli ki henüz Ezel'i yeterince izlemediler. Sigara görüntülerini dumanlayacaklarına keşke içki içildikten sonra motosiklet ve otomobil kullanma görüntülerine de dikkat etseler. Acaba ben mi yanlış anlıyorum bu işleri? 'İçkili araç kullananlar kötü adamlardır' vurgusu mu yapılıyor? Madem bu kadar ince düşünerek dizi çekiyorlar o zaman ne demeye hayatında hiç iskambil kağıdı eline almamış bir kızcağıza milyonların döndüğü özel bir kumar masasında kağıt dağıttırıyorlar? (09.11.09 akşamı yayınlanan bölüm) Bu görüntünün komikliğini anlamak için kumarbaz olmak değil, doğru dürüst bir-iki film izlemiş olmak yeterli ama ahh ucuz figürasyonun dayanılmaz hafifliği... Bir kez daha anladım ki bizim kuşak televizyon izlemek yerine kitap okumaya devam etmeli. Geldiğimiz gibi gitmeliyiz. Kolay gelsin."