Hıncal Ağabeyim'den aylık olağan fırçamı yedim. Bu seferki azar işitme sebebim, Özgü Namal'ın oyunculuğunu kritik etmek... Niye Özgü Namal'ın oyunculuğu yerine yönetmenlerin acizliğini konu etmiyor muşum... "Özgü Namal'dan Güllü olur mu?" diye sormak onun oyunculuğunu aşağılamakmış. Yahu sevgili ağabeyciğim, o yazıda geçen cümleleri hatırlasana: "İlk iki bölümde Özgü'yü çok başarılı buldum" demişim. "Kural tanımaz, dikbaşlı, hedefe kilitlenmiş asi kız karakterinin hakkını verdi" diye yazmışım ve eklemişim: "Özgü'nün işi her zamankinden daha zor. Ama oyunculuk gücü ve başarma azmi, bu sorunları aşabilecek düzeyde. Zira bu en zor rolün altından kalkarsa, daha büyük bir kariyer patlaması yaşayacağını ve bugüne kadar kendine dudak büken en müşkülpesent kişilere bile oyunculuğunu kabul ettireceğini çok iyi biliyor..." Özgü Namal'ın "Güllü" olması konusundaki tek çekincem, rol aldığı reklamlarda ve katıldığı talk show programlarındaki "yaramaz kız" imajının, şuh ve ihtiraslı bir kadını canlandırmaya başlayacağı ilerki bölümlerde kendisine "handikap" oluşturması. Bunun neresi aşağılama, değer bilmeme, küçümseme sevgili ağabeyciğim? Ben Özgü'nün yerinde olsam, bunca övgü içeren bir yazıyı çerçeveletir, başucuma asarım. Hele ki senin sıklıkla okuduğun o yabancı gazetelerdeki içinden alev fışkıran eleştiri yazılarının yanında, benimki bal şerbet değil de ne? Elin adamları 40 yıllık oyuncuları yerin dibine batırıyor, okumuyor musun? Bu ülkenin bir televizyon yazarı olarak, genç bir oyuncunun yaşayacağı tehlikeyi öngörüp, onu naçizane "uyarma" görevimizi de ifa edemeyeceksek, ne yazacağız o zaman? Üstelik bu yazarın köşesi, eski-yeni pek çok oyuncunun en fazla takdir gördüğü, onore edildiği köşe değil mi? Bu yazar, her iki yazısından birinde "Kötülemeyi, yerin dibine sokmayı iyi biliriz de, iş alkışlamaya gelince elimiz korkaktır" demiyor mu? Demekle kalmayıp, gerçek sanatçıların ruhunu okşamak için en küçük fırsatı bile değerlendirmiyor mu? Hadi "boyumu" aşıp, "keskin" bir yorumda daha bulunayım. Ben olsam bu rolü Nurgül Yeşilçay'a verirdim. Eminim, bu "haddimi aşan" yorumumla Hıncal Ağabey'e yeni bir yazı konusu yaratmışımdır. Zaten bu Hıncal Uluç da şöhrete ulaşmak ve köşemde kendisinden söz etmemi sağlamak için hep bana sataşıyor canım!.. Tamam, biliyorum, "gözlerimden öpersin" sevgili ağabeyciğim...