Aslında bu yazıyı dün yazmam gerekiyordu ama üst üste gelen felaket haberleri, bu konunun önüne geçti. Efendim, önceki gün eminim siz de benim gibi haber bültenlerini ağzınız bir karış açık izlemişsinizdir. 9 genç kızı "Sizi BBG evinde yarıştıracağız" diye kandırıp, İstanbul'un göbeğinde bir villaya kapatmışlar. Kızlar, yarışmanın televizyonda yayınlandığını sanırken, eve yerleştirilen gizli kameralarla çekilen en mahrem görüntüleri internette satışa çıkartılmış... Haberi duyar duymaz ilk aklıma gelen soru şuydu: "Yahu bu yarışma yıllardır Avrupa'da Amerika'da yapılıyor. Bu hinliği nasıl oldu da elin gavuru dururken, bizimkiler düşündü?.." Sonra aklıma geçen hafta bu sütunlarda yazdığım "Ekran arenasının köleleri" yazısı geldi. Bizim vatandaşlarımız ekran şöhreti ve para uğruna her türlü emre itaat etmiyorlar mıydı? Aralarında üniversite mezunlarının da bulunduğu 9 genç kız "Siz kimsiniz? Hangi yapım şirketindensiniz? Bu yarışma hangi kanalda yayınlanacak?" diye sormadan "balıklama" eve dalmışlardı. Ve tam iki ay boyunca "gık" bile demeden kapatıldıkları o villada yaşamışlardı. Daha da vahimi, bu kızların ailelerinin de büyük bir "gaflet ve dalalet uykusuna" dalmış olmalarıydı. Yahu kızınız iki aydır ortalarda yok. İnsan, evladının onca zamandır ne yaptığını, nerede olduğunu merak etmez mi? İşte bu nedenledir ki, böyle bir tuzak İngiltere'de, Fransa'da, ABD'de kurulamaz. Çünkü oradaki insanların "Neden?" diye sorma alışkanlıkları vardır. Sorar, sorgularlar... Bizim ülkemizde ise televizyonun parıltılı ışığı, gözleri kör, beyinleri felç eder. Kameranın büyülü ışığını görünce, araba farı karşısındaki tavşan gibi apışıp, kalırız. Eh, avın bu kadar bol olduğu bir coğrafyada avcıdan sual olunur mu?