Bu yıl TRT'nin yayınladığı Formula 1 yarışları, "promosyon" açısından da renkliydi. TRT 1'in "Limit Yok" programı hem CHP lideri Deniz Baykal'ı hem de Cem Yılmaz'ı pistte ağırlayarak, yelpazeyi siyasetten şov dünyasına kadar genişletti. Özellikle Cem Yılmaz'ın pistte otomobille bir tur attıktan sonra kameraya, "Ben kontrol ettim, pistte bir sorun yok, çocuklara söyleyin, rahatça yarışabilirler" demesine çok güldüm. Ben de Portekiz'deki Dünya Ralli Şampiyonası'nı takip ettiğim 2000 yılında "Matador" lakaplı efsanevi pilot Carlos Sainz'e aynı şekilde takılmıştım. Yarışlar bittikten sonra dileyen basın mensubu, ünlü pilotlara gösteri amaçlı bir tur boyunca copilotluk yapıyordu. Otomobile biner binmez ukalaca bir espri yapıp, Matador'a "Eğer yorgunsan ben kullanayım" demiştim. Demez olaydım... Carlos "Sen şimdi görürsün" dercesine bana şöyle bıyık altından bir gülümseme attı ve gaza bastı. İlk iki virajdan sonra gözümü kapatmış ve otomobil durana kadar da açmamıştım. Midemin toparlanması ise üç günümü almıştı... Yani, Cem'e bu tür esprileri hiç tavsiye etmiyorum... Bir başka Formula 1 geyiği ise pilotlar ile ünlüler arasındaki futbol maçı sonrasında yaşanmış. Her maçtan sonra olduğu gibi taraflar birbirleriyle formalarını değişirken, bizim ünlülerden bir teklif gelmiş: "Bu kez bir yenilik yapsak, formalar yerine otomobilleri değişsek?.."