Bazı dizilere 'elektrik şoku' iyi geliyor. Kalp ritimleri yeniden normale dönüyor. Aşk Yakar dizisi ilk haliyle beklentileri karşılamamıştı. Sonra revizyona alındı. Hem görüntü hem içerik olarak diziye çekidüzen verildi. Oyuncular da rollerine daha çok asılınca ortaya 'sıkı' bir dizi çıktı. Parmaklıklar Ardında dizisi de sallantıdaydı. Kriz nedeniyle bütçe güçlüğü içine girmişti. Bıçak sırtı bir denge üzerindeyken, geri adım atmak yerine daha hızlı koşmaya başladılar. Kadrolarını Işık Yenersu, Fikret Kuşkan, Beste Bereket, Neriman Uğur, Rüçhan Çalışkur gibi isimlerle takviye ettiler. Şimdilerde dizinin ritmiyle beraber izleyicisinin de arttığını gözlemliyorum. Aslında Parmaklıklar Ardında ekibinin işi zor. Çünkü kadroda yer alan oyuncuların büyük bir bölümü aynı zamanda tiyatro sahnesinde de rol alıyor. Sinop'ta çekilen kalabalık kadrolu bir dizide, her hafta İstanbul'da iki-üç oyun sahnelemek zorunda kalan oyuncuların sadece ulaşım organizasyonlarını sağlamak bile başlı başına bir lojistik deha gerektiriyor. Bu reyting cehenneminde bunca zorluğu aşıp, ayakta kalmak, kutlanacak bir başarı. Sabahattin Ali'nin Sinop Cezaevi'nde sözlerini yazdığı türküdeki gibi: "Dışarıda deli dalgalar, gelip duvarları yalar. Beni bu sesler oyalar, aldırma gönül aldırma..." Parmaklıklar Ardında, reyting okyanusunun deli dalgalarına aldırmadan daha uzun süre su üstünde kalacağa benziyor.