Ebru Akel'in Kanaltürk'teki gündüz programını kritik etmek için birkaç gün bekledim. Zira konseptin yerli yerine oturması için böyle bir süreye ihtiyaç vardı. Çok iyi biliyordum ki, ne kadar özenilirse özenilsin her zaman en kötüsü ilk programlar olurdu. Nitekim, günler ilerledikçe Ebru yeni koltuğunda daha kendinden emin oturmaya başladı. Format, "insanları neşelendirecek keyifli sohbetler" üzerine kurulu. Televizyon dizilerine yapılan atıflarla da hem dramaların hazır reytinginden faydalanılıyor hem de seyirci profili genişletiliyor. Ama ben Kanaltürk'çülerin yerinde olsam, Ebru'yu daha sert ve iddialı bir içeriğin ortasına yerleştirirdim. Onu, şöyle gündemin öne çıkan polemik konularının taraflarının yer alacağı bir paneli yönetirken filan görmek isterdim. Zira sıradan gündüz sohbetlerini yapacak çok adam var. Ama Ebru'nun bu konudaki "uzmanlığına" erişecek kimse yok. Hani sanki Barcelona'nın santrforunu transfer etmişiniz de Fenerbahçe Stadı'nda top toplatıyormuşsunuz gibi bir hisse kapıldım doğrusu... Ama duyduğum kadarıyla Ebru, tercihini "huzurdan" yana kullanmış. Hayırlısı...