Televizyon en önemli ve etkin reklam mecrası. Kocaman kitlelere "anında" ulaşmanın en kestirme yolu ekrandan geçiyor. Durum böyle olunca, televizyon izleyicileri reklam bombardımanının "nokta hedefi" haline geliyor. RTÜK her ne kadar sınırlamalar getirmeye kalksa da bizim reklamverenler ve TV yöneticileri "kara delik" oluşturmakta son derece mahirler. Örnek mi arıyorsunuz? İşte son dönemin reklam tuzakları:
1. Dizinin, filmin orta yerinde aniden beliren, hiçbir jenerik ya da ayırt edici uyarı olmadan "şak" diye ortaya çıkan "gömme" reklamlar. (Örnek; Kurtlar Vadisi Pusu dizisi içindeki Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine" filminin tanıtımları)
2. Neşeli hayvan görüntüleri ile hipnotize etkisi yaratan reklam jenerikleri. (Show TV'de burnunun üzerine konulan bisküviyi bir hamlede ham yapan sevimli köpeğin görüntüsüne kapılıp, tüm kuşağı izlemiyor musunuz?)
3. Dizinin içine diyalog gibi gizlice "sokuşturulan" reklamlar. (Örnek: Kurtlar Vadisi: Pusu'daki otogaz muhabbeti)
4. Yarışma sunucusunun lafın ortasında konuyu değiştirip, sözü reklama getirmesi. Siz köşede yer alan küçücük "Tanıtıcı Reklam" yazısını görüp, ayılana kadar zaten iş işten geçiyor.
5. Reklamın jeneriğine bile reklam alınması...
6. Sponsorların tanıtıldığı sonu gelmez "Sundu-Sunar" jenerikleri...
7. "Reklam" jeneriği ve cingılı girince "Hah tamam, reklam bitiyor" diyorsunuz. ama o da ne? Bir kuşak daha... Ardından yine bir jenerik. Siz tam koltuğunuza kuruluyorsunuz ki, "Tanıtıcı Reklam" ya da "Bu bir reklamdır" ibaresiyle yeni ve öldürücü bir salvo daha...
Alın işte, reklam tuzaklarını anlatacağım diye hayatınızdan bir dakikayı daha çaldım... Yok, yok... Bu reklamlardan kurtuluş yoook!..