Televizyon reklamlarının hedefinde, evlerin "içişleri bakanı" olan kadınların bulunduğunu daha önce çokça yazmıştım. Reklamcıların hedefe nokta atışları yoğunlaşarak devam ediyor. Bu arada erkek cinsi de hırpalandıkça, hırpalanıyor. Profilo'nun reklamında adam evlilik yıldönümünü unutmuş, eve maç izlemek için erkek arkadaşlarını çağırmış. Son dakika manevrasıyla masanın üzerinden kaptığı çiçekle karısının gönlünü almaya çalışıyor ama nafile. Son karede mutsuzluğa gark olmuş kadın yüzünün ardından dış ses duyuluyor: "Erkeklerde aradığınızı bulamıyorsunuz, bari buzdolabında aradığınızı bulun!.." Ülker Biskrem reklamında da benzer bir tema var. Adam yine erkek arkadaşlarıyla maç izlemek üzere eve geliyor. Kadın kapıyı aralıyor. "Bir şeyi unutmadın mı?" filan diyor. Kocası aralık kapıdan özenle hazırlanmış ve üzerine mum konulmuş yemek masasını görünce evlilik yıldönümünü ıskaladığını fark ediyor. Hemen cebinden çıkardığı "zokayı" kadına uzatıyor: "Bir Biskrem versem?.." Kadın, bisküvinin lezzetiyle yumuşuyor. (Aslında burada kadın zekasına da bir saldırı var ya, neyse) Bosch reklamında adam, annesini arıyor. Annesinin yorgun sesi. "Çamaşır ipi koptu, hepsini yeniden yıkamak zorunda kaldım" diyor. Adam "Hemen toparlan. Bosch'a gidip, kurutma makinesi alıyoruz. Ne o? Hâlâ giyinmedin mi?" filan diyor. (Aslında annesini gerçekten düşüne oğul, onu o yorgunluğuyla dükkana sürüklemez. Makineyi eve gönderir, değil mi?) Bir başka reklamda sekreter, heyecanla toplantı odasına girip, genel müdüre "Anneniz üşümüş" diye haykırıyor. Adam toplantıyı bırakıp, annesine elektrikli ısıtıcı almaya koşuyor. Bu son iki reklamda erkek milletinin, kadınlar tarafından hep eleştirilen "ana kuzusu" hali, eşlerinin ya da sevgililerinin gözlerine sokuluyor. Tamam, yıldönümleri unutulmamalı. Anaların etekleri dibinde, eşler, sevgililer ihmal edilmemeli. Ama her gün türlü geçim derdiyle boğuşan ademoğullarına da bu kadar yüklenilmez ki canım. Bakalım kadına mal satmak için ekranlarda erkek cinsinin perişan edilmesi daha ne kadar sürecek...