NİMET Çubukçu, körlere karşı oynadıkları maçı 7-3 kazanan TBMM Futbol Takımı'na sitem etmiş. Bunun üzerine TBMM takımının golcüsü Bayram Özçelik, "Böyle bir mektup alacağımı bilseydim, gol atmazdım" demiş. Takımın kalecisi milletvekili Fahrettin Poyraz da "Ben elimden geleni yaptım. Kalemize dört kez geldiler, üç gol yedim" buyurmuş... Nimet Hanım'ın anne duyarlılığına sözüm yok ama sahada hırsla mücadele eden milletvekilleri bence doğru yapmışlar. Eğer Nimet Hanım sokağa çıkıp, görme engelli herhangi bir vatandaşa, "Sadaka verir gibi gol yiyen bir takımı 5-0 yenmeyi mi, yoksa sizin görmezliğini görmezden gelip, kıran kırana mücadele eden bir takıma 7-3 yenilmeyi mi tercih ederdiniz?" diye sorsa, yüzde 99.9'undan "A şıkkı" yanıtını alırdı. Engelliler "acınmayı" değil, "anlaşılmayı" bekliyorlar. Devletin bakan ve milletvekili düzeyindeki yöneticilerinden de sadaka ya da gözyaşı değil, "hizmet" umuyorlar.