HERKES eline reyting raporlarını almış, "Hangi anchorman başarılı, hangisi değil" diye ölçüp, biçiyor. Peki bir haber sunucusunun başarısı yalnızca, ilk 100 program sıralamasındaki yeriyle mi ölçülmeli? Ben farklı bir "kriter"den söz edeceğim. Bu yazı bazılarınıza "fazla teknik" gelebilir. Ama sonuna kadar sabırla okumanızı öneriyorum. Reytingler, 15'er dakikalık zaman dilimleri içinde rakamlara dökülür. Yani her 15 dakika içinde izlenme oran ve paylarındaki yükseliş ve düşüşler dikkate alınır. Bu tabloya baktığınızda bir haber bülteninin hangi reyting düzeyiyle başlayıp, hangi sayısal veriyle tamamlandığı açıkça görülür. Diyelim ki, kendini haber şampiyonu ilan eden bir anchorman aslında bülteni 5.5 izlenme oranıyla almış, 4.5 ile bırakmıştır. Öte yanda ilk yüz program sıralamasında ikinci ya da üçüncü gösterilen anchorman, 1.8 ile almış, 4.4 ile bırakmış ama ilk yüz program sıralamasında az önceki rakibinin gerisine düşmüştür. Peki bu iki anchorman arasında hangisi "gerçek" başarıyı elde etmiştir? Reyting değerlendirmelerine bakarken ana haber bültenlerinin sadece ilk 100 program sıralamasındaki yerine değil, bültenin açılış reytingi ile kapanış reytingi arasındaki farka da bakmak gerekir. Bu ölçüt kullanıldığında, "başarılı anchorman" sıralamasının ciddi şekilde değişeceği görülecektir.