ARADA bir spor yazarlığım nüksediyor. Hele ki, spor sayfalarında asıl yazılması gerekenlerin "atlandığını" gördükçe, içimden sayfalar dolusu spor kritiği yazmak geliyor. Bugün de o anlardan birini yaşıyorum. Bu nedenle affınıza sığınarak biraz futbol ukalalığı yapacağım. Efendim, Zico'nun teknik direktörlüğü çok tartışıldı. Ama "insanlığı" konusunda herkesin fikir birliği vardı. Bir teknik direktörün bana göre en önemli malzemesi "insanlığı" olmalı. Zico, Sevilla maçında bunun mükafatını gördü. Deplasmanında dakika 10... Fenerbahçe 2-0 geride. 30 metreden iki hatalı gol yiyen Volkan'ın gözü kulübede. Hem dokunsanız ağlayacak, hem oyundan alınsa bayram yapacak... Ama Zico onu oyundan almıyor. Ve o Volkan ilerleyen dakikalarda Fenerbahçe'ye tarihinin en büyük başarısını getiriyor. Peki ya Zico, "insani" düşünmeyip de, Volkan'ı oyundan alsa ne olurdu? Bana göre Volkan'ın parlak kariyeri o anda biterdi. Sevilla dönüşü 4 maçlık cezayı da yiyince, sezon sonu Fenerbahçe'den kovulur, "gölge takımların ürkek kalecisi" olarak hayatına devam ederdi. Zico, Volkan'ı 10. dakikada oyundan almayarak, yedek kulübesinde bir kaleci imal etti. O kaleci ki, önümüzdeki yıllarda hem Fenerbahçe'nin hem de Milli Takım'ın işine çok yarayacak. Bundan adım gibi eminim. Tıpkı, Zico'nun "adamlığından" emin olduğum gibi...